[alinti] Ah Bu Töreler Seks Hikayesi 14. Bölüm!
Sabah kahvaltıdan sonra otelin içindeki sıcak su havuzuna, sauna ve buhar banyosuna randevu aldım. Buralara randevu ile müşteri alınıyordu. Çiftlerle beraber başkalarının girmesini önlemek içindi. Birkaç tane küçük sıcak su havuzu vardı. Her müşteri için bir saatlik randevu veriliyordu. Kızlara da yandaki havuz için randevu aldım. Oraya gitmeden önce karıma, “Birtanem, senden bir şey istiyorum...” dediğim zaman, “Nedir?” diye cevapladı. “Hani şu sarı bikini var ya, Remziye hanım’ın verdiği, bugün onu giysene!” dedim. Karım sinirli sinirli bakarak, “Tövbe tövbe, sen beni deli mi edeceksin?” dedi. “Merak etme, orada benden başka kimse olmayacak, seni benden başka kimse görmez!” dedim. İnandırmam biraz zaman almıştı, ama sonunda giymeyi kabul etti. Üzerine siyah pantolonunu ve tişörtünü giymiş, onun içine de sarı bikiniyi giymişti.
Karım ve kızlarla beraber aşağıya indik. Burası otelin ana binasının iki kat altında kalıyordu. Havuzları bölme şeklinde yapmışlardı. Her bir bölmenin içinde küçük bir havuz, yanlarında da bir sauna ile buhar odası vardı. Bize gireceğimiz yeri, ne yapmamız gerektiğini söylediler. Otel görevlisi kapıyı içerden kilitlememiz için anahtarı verdi. Biz kendi bölmemize girerken, kızlar da yan tarafa girdiler. Karım kızlarına, “Yavrum, kapınızı iyice kilitleyin, tamam mı yavrum?” deyip duruyordu.
İçeriye girdiğimiz zaman sıcak insana çarpıyordu. Sıcak su fokur fokur sesler çıkartıyor, içerde konuşmak için biraz bağırmak gerekiyordu. Ben üzerimdekileri çıkardım ve çırılçıplak havuza girdim. Karım beni öyle görüp, “Ayy, sen öyle mi girdin suya?” dedi. “Ne olmuş, yanımda sadece sen varsın!” dedim. Su oldukça sıcaktı, alttan jakuzi gibi hava kabarcıkları çıkıyordu. O sırada karım da pantolon ve tişörtünü çıkartmış, üzerindeki minik sarı bikinisiyle kalmıştı. Bikininin üstü memelerinin uçlarını anca kapatıyordu, altındaki tangası götünün arasına iyice girmiş, göt yanakları löpür löpür sallanıyordu. Amı neredeyse ortadaydı sanki. Sıcak suyun içinde yarağımın sertleştiğini hissediyordum. Havuzun kenarına oturdu ilk önce, ayaklarını suya soktuğu zaman, “Ayy, çok sıcak!” diye bağırdı. Bir süre sonra onu, “Tamam, hadi gel artık!” diyerek koltuk altlarından tuttum ve sıcak suyun içine soktum. “Ay, anam yandım, yandım, uff, çok sıcak!” demeye başlamıştı. Burası küçük bir havuzdu, yüzmek için yapılmamış, kaplıca gibi içine girip bekliyordunuz sadece.
Su benim göğsüme geliyordu, karımınsa omuzlarına kadar gelmişti, başı suyun üzerindeydi sadece. Karım bir süre sonra sıcak suya alışmıştı. “Ayy, çok iyi geldi vallahi, kemiklerim kendine geldi böyle!” dedi. Suyun içinde havuzun kenarına tutunmuş, ayakta duruyorduk. Derken karımı tuttum ve suya batırıp çıkardım. “Ayy, delirdin mi, ne yapıyorsun?” diye bağırıyordu. Birbirimize su fırlatıyor, çocuk gibi oyun oynuyorduk. Duvarda büyük bir saat vardı ve içerde ne kadar kaldığınızı buna göre ayarlıyordunuz. Suya gireli daha 10 dakika bile olmamıştı. Sıcak su iliklerime kadar işlemişti. Karım da halinden çok memnundu. Yavaşça yanına gittim, beline sarıldım. Islak dudaklarından öpmeye başladım. Karım da bana karşılık veriyordu, dilini çıkarmış ağzımın içine sokmuştu. Dudaklarını emiyordum, karşılıklı dillerimizi çıkarmış, birbirine dokunduruyorduk.
Elimi bikinisinin üst kısmından içeri soktum, memelerini avuçladım. Karım hafif hafif inlemeye başlamıştı. Ayaklarımız havuzun tabanına değiyordu, su altta fokurdamaya devam ediyordu sürekli. Sıcak suyun içinde yarağım kazık gibi olmuştu. Karımı çevirdim, sırtı bana dönüktü şimdi. “Bacaklarını ayır iyice!” dediğimde, kendini öne doğru eğdi ve bacaklarını ayırdı. Başını, suyun üzerinde tutmak için yukarı kaldırıyordu. Bir elimle tangasını kenara çekerken, diğeriyle yarağımı tutmuş amına sokmaya uğraşıyordum. Biraz uğraşmayla amını bulmuştum.
Karım derin bir, “Ooğhh!” çekerek inlemeye başladı. Elleriyle havuzun kenarından sıkıca tutunmuş, götünü bana doğru bastırıp duruyordu. Suyun içinde istesem de hızlı hareket edemiyordum, yarağım amında yavaş hareketlerle gidip geliyordu. Karım ise sürekli deli gibi inliyordu. Kalçalarından sıkıca tutunmuştum, hem destek alıyor, hem de onu kendime çekiyordum. Karım sürekli kendini geriye yasladıkça, yarağım amına köküne kadar giriyordu. Devamlı başını sağa sola sallıyordu.
Ben de kendimi kaybetmiş, “Oğhh, oğhh!” diyerek inliyordum. Suyun içinde böyle bir tecrübeyi ilk defa yaşıyordum. Suyun içinde sikişimiz nedeniyle dalgalar oluşuyordu. Bu şekilde birkaç dakika boyunca sikişmiştik. Karım bir ara, “Ağhh, ağhh, oğhh!” diyerek adeta çığlık atmaya başlamıştı. Boşaldığını anladım. Onun ardından ben de sarsılarak boşaldım. Amından çıktığım zaman döllerimin sıcak suyun içinde yüzdüğünü görüyordum. Döllerim aynı zamanda karımın amından da akıp suya karışıyordu. Karım bana doğru döndü, birbirimize sarıldık. Bana sürekli, “Seni çok seviyorum kocacığım!” deyip duruyordu. Suyun içinde yüzen döllerimi gören karım, “Ay, bu ne böyle, çıkalım buradan!” dedi. “Bunlar senin amından suya karıştı!” dediğim zaman, “Ay, çıkalım ne olur!” diyordu yine.
Birlikte sudan çıktık, biraz kurulandıktan sonra saunaya girdik. İçerisi felaket sıcaktı. Ben daha önce hamama, saunaya gittiğim için tecrübeliydim, ama karım böyle birşeyi hiç bilmiyordu. Saunanın içindeki tahta sıralara oturduk. Karım yine, “Çok sıcak!” dediği zaman, “Üzerindekini çıkartsana!” dedim. İtiraz eder gibi oldu, ama daha sonra iki parça bikinisini çıkarttı. Şimdi ikimiz de saunanın içinde anadan doğma vaziyetteydik. Sıcak fena bunaltıyordu. Beş dakika kadar anca kalabildik. Bu kez hemen yan taraftaki buhar odasına girdik. Buhar kanallardan çıktığı zaman insanı yakan bir sıcaklık veriyordu. İçerde göz gözü görmüyordu. Burada da çok kalamadık, fakat beraber sauna ve buhar odasına birkaç sefer daha girdik. Bu terapi ikimize de iyi gelmişti. Derilerimizdeki gözenekler açılmıştı. Karım, “Ben çok sevdim burayı, iyi ki gelmişiz!” dedi. Üzerimizi giyinip toparlandık ve çıktık.
Bizden hemen sonra kızlar çıktı. Onlar da hallerinden çok memnun görünüyorlardı. Odalarımıza çıkıp bir süre dinlendik. Öğle yemeğinden sonra karım ve kızlara, “Hadi biraz da Antalya’yı gezelim, sürekli otelde sıkılmışsınızdır!” dedim. Bu teklifime çok sevinmişlerdi. Onlar odalarına çıkıp hazırlanırken, ben de arabanın yanında hazırlanıp gelmelerini bekliyordum. Biraz sonra üçü de geldiler. Karım uzun, çiçekli ve bol bir etek, üstüne uzun kollu bluzunu giymişti. Başını da parlak beyaz bir türbanla bağlamıştı. Özge de uzun koyu mavi eteğinin üzerine siyah bir tunik giymiş, eteğiyle aynı renk türban takmıştı. İkisinin de ayağında yüksek dolgu topuklu ayakkabı vardı. “Niye böyle giyindiniz?” dediğimde, karım, “Ee, sokakta milletin içinde başka nasıl dolaşalım?” dedi.
Akşama kadar Antalya’da gezdik, yedik, içtik. Bol bol fotoğraf çektim. Karımın ve kızlarının bir sürü resmini çekmiştim. Değişiklik iyi gelmişti, otelde kalmak bir süre sonra insanı sıkıyordu. Karımın eteği rüzgârda uçuşuyordu, ayağındaki topuklularla yürürken götü sağa sola sallanıyordu. Sanırım bluzun altına şeffaf, desteksiz bir sutyen giymişti. Yürüdüğünde gök mavisi bluzunun altında koca memelerinin hop hop sallandığını görebiliyordum. Özge de aynıydı, eteği götünü sarıyordu. O gün ikisine de birbirine fark ettirmeden aynı soruyu sormuş ve aynı cevabı almıştım. “İçine ne giydin?” dediğimde, ana kız ikisi de, “İp külot!” demişti. Bu cevapları yarağımın sertleşmesine yetmişti. Akşam otele geri döndük, hafif bir şeyler yedikten sonra odalarımıza çekildik. Özge o ara bana, “Gece gelecek misin?” diye sorunca, “Ayarlamaya çalışırım!” dedim.
Karımla odamıza girdik, üzerinde halen kıyafeti ile duruyordu. Beline sarılıp dudaklarından öptüm. Elimi götüne attığım zaman yumuşacık göt yanaklarını hissettim. Karımın nefes alışları değişmişti, gözleri kapalı bir haldeydi. Onu bıraktım ve çantamı açıp içinden fotoğraf makinemi çıkardım, aynı zamanda kamera işlevi de vardı. Karımın resimlerini çekmeye başladım. Karım, “Ne yapıyorsun?” dese de, ben resimlerini çekiyordum. O dakika karımdan poz vermesini istedim. Karım isteklerime daha fazla direnemedi ve poz vermeye başladı. Bu kez kendisi yaptığımızdan keyif alır olmuştu, “Hadi böyle çek, hadi şöyle çek!” deyip duruyordu. “Eteğini kaldır!” dediğimde, “Niye?” dedi. “Sen dediğimi yap!” dedim sinirle. İtiraz etmez olmuş, dediklerimi yapıyordu şimdi. Eteğini yukarı kaldırınca, bacakları ve kalçaları ortaya çıktı. Resimlerini çekiyordum sürekli. Daha da yukarı kaldırmasını istedim.
Eteğini iyice beline kadar kaldırınca, içine giydiği ip külotu göründü. Karım ayakta durmuştu, ben etrafında dolanarak önünden, arkasından resimlerini çekiyordum. İp külot götünün arasındaydı, götünün yarığı, arasındaki iple iyice belirgin olmuştu. Külotun ön kısmı amını anca kapatabiliyordu. Daha fazla resim çekmeye mecalim kalmamıştı, biran önce karımı sikmek için yanıyordum. Ancak makineyi yatağı görecek şekilde, televizyonun olduğu dolabın üzerine koydum. Kamera kayıttaydı. Karım, “Niye oraya koydun ki?” dediği zaman, “Merak etme, sen de zevk alacaksın!” dedim.
Karımın beline sarıldım tekrar, elimi eteğinin içine sokup götünü avuçladım. Götünü hamur gibi yoğurdukça, karım inlemeye başlamıştı. Onu yavaşça soymaya başladım. Eteğini aşağı sıyırıp ayaklarından çıkardım. Başındaki türbanını ve bonesini çıkardım, daha sonra da bluzunu başının üzerinden çıkardım. Şimdi ip külot ve dantelli şeffaf sutyeni ile kalmıştı. Ayakta birbirimize sarılmıştık. Karımın götünü yoğuruyor, avuçluyor, sıkıyordum. Sutyenin kopçasını açtım, memeleri öne doğru fırladı. Onları emmeye, yalamaya başladım. Uçlarını emip yaladıkça iri birer siyah üzüm tanesi gibi olmuşlardı.
Karımı yatağın ortasına oturttum. Ben de kucağına uzandım. Karımın memelerini bir bebek gibi emiyordum. Karım saçlarımı, başımı okşuyordu sürekli. Meme uçları şişmiş, büyümüştü. Karım gözlerini kapamış inliyordu devamlı. Bu şekilde dakikalarca memelerini emdim, yaladım. O zaman diliminde, nedendir bilmiyorum yarağımda bir hareket olmamıştı. Karım aldığı zevkle yavaş yavaş sırt üstü uzandı, ben de üzerine uzandım. Ama devamlı olarak iki memesini emmeyi sürdürüyordum. Memelerini tuttum ve uçlarını birbirine yaklaştırdım. Memeleri içi süt doluymuş gibi dolgundu. Her iki meme ucunu da küçük küçük ısırıyor, emiyordum. Karımın nefes alışları sıklaşmış, inlemeleri çoğalmıştı. Bacaklarını kendine doğru çekiyor, bir eliyle başımı okşarken diğerini amına atmış amını ovalıyordu. Bu şekilde dakikalar geçmişti. En sonunda karım hızlı hızlı nefes alıp inleyerek boşaldı. Karımın dolgun, iri memelerini çok seviyordum. Memeleri, yaşından ve büyüklüğünden dolayı sarkmıştı, ama bunun benim için önemi yoktu.
Bir süre karımın karnının üzerine başımı koydum. O da sürekli saçlarımı, yanaklarımı okşuyordu. “Bu gece beni sikmesen de olur, çok fena boşalttın beni!” dedi. Ona baktığım zaman gözlerinin kenarlarından yaşlar süzülüyordu. Dudaklarını emmeye başladım. Ellerimi yine memelerine attım. Karım halen üzerinde ip külotla duruyordu. Külotunu bacaklarından sıyırarak çıkardığım zaman oldukça sulanmış amı göründü. Bir mendille amını iyice sildim. Ben de daha rahat hareket edebilmek için soyundum ve çıplak kaldım. Amını yavaş yavaş yalamaya başladım. Am dudaklarını emiyor, ısırıyordum. Dilimi amının içlerine sokuyor, amının içini yalıyordum. Karım saçlarımı çekiyordu. Bacakları iki yana açık, dizlerini kendine çekmişti.
Kasıkları terlemişti, kasıklarını öpüyor, yalıyordum. Karımın yastığı alıp ağzına soktuğunu gördüm. Ardından boğuk boğuk sesler çıkarmaya başlamıştı. Aldığı zevkten çığlık atmamak için yastığı ağzına sokmuştu. Ben aynı şekilde, amını ve kasıklarını yalamaya ve emmeye devam ediyordum. Sağ elimin orta parmağını amına soktum ve içinde gidip gelmeye başladım. Parmağımı çıkardım, bu kez başparmağımı amına, orta parmağımı da götüne soktum. Parmaklarımı bu şekilde sokup çıkarmaya başladım. Karım yastığı ısırıyor ve saçlarımı çekmeye devam ediyordu, artık öyle bir hal almıştı ki, canım yanıyordu. Ellerini zorla saçlarımdan ayırdım. Bu sefer yatağın iki tarafında çarşafı çekiştiriyordu. Bir süre sonunda boğuk boğuk sesler çıkararak boşaldı. Yastığı ağzından çıkardığı zaman soluksuz kalmış gibiydi.
Yarağımda halen hareket yoktu, ama karım ikinci defa boşalmıştı. İçinde gidip gelen parmaklarım ıslanmıştı, karımın üzerinde uzandığı çarşaf da sırılsıklam olmuştu. Banyoya gidip ellerimi yıkadım. Döndüğümde karım yatakta yarı baygın yatmaya devam ediyordu. Yanına uzandığım zaman kendine geldi. Ona, “Ne oldu bilmiyorum, yarağım kalkmadı!” dedim. Hafifçe doğruldu, elini yarağıma attı. Yavaşça sıvazlamaya başladı. Sonra ben bir şey demeden beni omuzlarımdan bastırarak sırt üstü uzandırdı...
Şimdi kontrol karımın eline geçmişti. Yarağımı iştahla yalamaya başlamıştı. Başını ileri geri oynattıkça yarağım boğazına kadar girip çıkıyordu. Dili yarağımın kafasına değdiğinde gıdıklanıyordum. Karımın götü bu pozisyonda havaya dikilmişti, dizlerinin üzerine çökmüştü, götü tam kameranın karşısındaydı. O anda kameranın kayıtta olduğunu hatırladım. Yarağım artık kalkık bir haldeydi, karım yavaşça yalamayı bıraktı. O esnada ağzından yapışkan bir sıvı tükürüğüyle birlikte çenesine akıyordu.
Karım yatağın üzerinde ayağa kalktı, ayaklarını yatağın kenarlarına koyarak yavaş yavaş çömeldi. Amını yarağıma hizalayarak oturdu, şimdi yarağım köküne kadar karımın cayır cayır yanan amının içindeydi. Karım kendiliğinden yarağım amında olduğu halde oturup kalkmaya başladı. Ellerini dizlerine koymuştu, ben de onu baldırlarından tutuyordum. Karım gözlerini kapatmış derin derin inliyordu. Yarağımın üzerinde gittikçe daha hızlı oturup kalkmaya başlamıştı şimdi. İri memeleri sağa sola sallanıyordu.
Bir süre sonra hafifçe doğruldu, ayaklarını biraz daha öne uzattı, yarağım halen amındaydı, ellerini geriye doğru atarak kalçalarımdan tutundu. Bu pozisyonda oturup kalkmaya başlamıştı. Bu şekilde daha rahat hareket edebiliyordu. Karımın inlemeleri çoğalmıştı, memeleri deli gibi sallanıyordu. Ancak bu pozisyonu ikimiz de çok sürdüremedik, önce karım, hemen sonra da ben, deli gibi boşalmıştık. Gece boyu karım üç defa boşalmıştı. Öne doğru uzandığı zaman onu belinden tutup kaldırdım ve kendime çektim, yanıma uzandırdım. Güzelim benim artık sikiş konusunda tutukluğunu üzerinden atıyordu ve ben bundan büyük zevk alıyordum. Birbirimize sıkıca sarılmıştık.
O sırada telefonuma bir mesaj geldi, telefon “Dıt, dıt, dıt!” ötüp duruyordu. Yataktan kalkıp televizyonun yanında duran telefona baktım. Mesaj Özge’den gelmişti, “Hadi gel artık, sana sürprizim var!” diyordu. Karım, “Kim o gece gece mesaj atan?” dediği zaman, “Hiç, telefon şirketinin abuk sabuk reklamlarından biri!” dedim...
(hikaye tamamen kurgusal, gerçekle bir alakası yoktur)
Karım ve kızlarla beraber aşağıya indik. Burası otelin ana binasının iki kat altında kalıyordu. Havuzları bölme şeklinde yapmışlardı. Her bir bölmenin içinde küçük bir havuz, yanlarında da bir sauna ile buhar odası vardı. Bize gireceğimiz yeri, ne yapmamız gerektiğini söylediler. Otel görevlisi kapıyı içerden kilitlememiz için anahtarı verdi. Biz kendi bölmemize girerken, kızlar da yan tarafa girdiler. Karım kızlarına, “Yavrum, kapınızı iyice kilitleyin, tamam mı yavrum?” deyip duruyordu.
İçeriye girdiğimiz zaman sıcak insana çarpıyordu. Sıcak su fokur fokur sesler çıkartıyor, içerde konuşmak için biraz bağırmak gerekiyordu. Ben üzerimdekileri çıkardım ve çırılçıplak havuza girdim. Karım beni öyle görüp, “Ayy, sen öyle mi girdin suya?” dedi. “Ne olmuş, yanımda sadece sen varsın!” dedim. Su oldukça sıcaktı, alttan jakuzi gibi hava kabarcıkları çıkıyordu. O sırada karım da pantolon ve tişörtünü çıkartmış, üzerindeki minik sarı bikinisiyle kalmıştı. Bikininin üstü memelerinin uçlarını anca kapatıyordu, altındaki tangası götünün arasına iyice girmiş, göt yanakları löpür löpür sallanıyordu. Amı neredeyse ortadaydı sanki. Sıcak suyun içinde yarağımın sertleştiğini hissediyordum. Havuzun kenarına oturdu ilk önce, ayaklarını suya soktuğu zaman, “Ayy, çok sıcak!” diye bağırdı. Bir süre sonra onu, “Tamam, hadi gel artık!” diyerek koltuk altlarından tuttum ve sıcak suyun içine soktum. “Ay, anam yandım, yandım, uff, çok sıcak!” demeye başlamıştı. Burası küçük bir havuzdu, yüzmek için yapılmamış, kaplıca gibi içine girip bekliyordunuz sadece.
Su benim göğsüme geliyordu, karımınsa omuzlarına kadar gelmişti, başı suyun üzerindeydi sadece. Karım bir süre sonra sıcak suya alışmıştı. “Ayy, çok iyi geldi vallahi, kemiklerim kendine geldi böyle!” dedi. Suyun içinde havuzun kenarına tutunmuş, ayakta duruyorduk. Derken karımı tuttum ve suya batırıp çıkardım. “Ayy, delirdin mi, ne yapıyorsun?” diye bağırıyordu. Birbirimize su fırlatıyor, çocuk gibi oyun oynuyorduk. Duvarda büyük bir saat vardı ve içerde ne kadar kaldığınızı buna göre ayarlıyordunuz. Suya gireli daha 10 dakika bile olmamıştı. Sıcak su iliklerime kadar işlemişti. Karım da halinden çok memnundu. Yavaşça yanına gittim, beline sarıldım. Islak dudaklarından öpmeye başladım. Karım da bana karşılık veriyordu, dilini çıkarmış ağzımın içine sokmuştu. Dudaklarını emiyordum, karşılıklı dillerimizi çıkarmış, birbirine dokunduruyorduk.
Elimi bikinisinin üst kısmından içeri soktum, memelerini avuçladım. Karım hafif hafif inlemeye başlamıştı. Ayaklarımız havuzun tabanına değiyordu, su altta fokurdamaya devam ediyordu sürekli. Sıcak suyun içinde yarağım kazık gibi olmuştu. Karımı çevirdim, sırtı bana dönüktü şimdi. “Bacaklarını ayır iyice!” dediğimde, kendini öne doğru eğdi ve bacaklarını ayırdı. Başını, suyun üzerinde tutmak için yukarı kaldırıyordu. Bir elimle tangasını kenara çekerken, diğeriyle yarağımı tutmuş amına sokmaya uğraşıyordum. Biraz uğraşmayla amını bulmuştum.
Karım derin bir, “Ooğhh!” çekerek inlemeye başladı. Elleriyle havuzun kenarından sıkıca tutunmuş, götünü bana doğru bastırıp duruyordu. Suyun içinde istesem de hızlı hareket edemiyordum, yarağım amında yavaş hareketlerle gidip geliyordu. Karım ise sürekli deli gibi inliyordu. Kalçalarından sıkıca tutunmuştum, hem destek alıyor, hem de onu kendime çekiyordum. Karım sürekli kendini geriye yasladıkça, yarağım amına köküne kadar giriyordu. Devamlı başını sağa sola sallıyordu.
Ben de kendimi kaybetmiş, “Oğhh, oğhh!” diyerek inliyordum. Suyun içinde böyle bir tecrübeyi ilk defa yaşıyordum. Suyun içinde sikişimiz nedeniyle dalgalar oluşuyordu. Bu şekilde birkaç dakika boyunca sikişmiştik. Karım bir ara, “Ağhh, ağhh, oğhh!” diyerek adeta çığlık atmaya başlamıştı. Boşaldığını anladım. Onun ardından ben de sarsılarak boşaldım. Amından çıktığım zaman döllerimin sıcak suyun içinde yüzdüğünü görüyordum. Döllerim aynı zamanda karımın amından da akıp suya karışıyordu. Karım bana doğru döndü, birbirimize sarıldık. Bana sürekli, “Seni çok seviyorum kocacığım!” deyip duruyordu. Suyun içinde yüzen döllerimi gören karım, “Ay, bu ne böyle, çıkalım buradan!” dedi. “Bunlar senin amından suya karıştı!” dediğim zaman, “Ay, çıkalım ne olur!” diyordu yine.
Birlikte sudan çıktık, biraz kurulandıktan sonra saunaya girdik. İçerisi felaket sıcaktı. Ben daha önce hamama, saunaya gittiğim için tecrübeliydim, ama karım böyle birşeyi hiç bilmiyordu. Saunanın içindeki tahta sıralara oturduk. Karım yine, “Çok sıcak!” dediği zaman, “Üzerindekini çıkartsana!” dedim. İtiraz eder gibi oldu, ama daha sonra iki parça bikinisini çıkarttı. Şimdi ikimiz de saunanın içinde anadan doğma vaziyetteydik. Sıcak fena bunaltıyordu. Beş dakika kadar anca kalabildik. Bu kez hemen yan taraftaki buhar odasına girdik. Buhar kanallardan çıktığı zaman insanı yakan bir sıcaklık veriyordu. İçerde göz gözü görmüyordu. Burada da çok kalamadık, fakat beraber sauna ve buhar odasına birkaç sefer daha girdik. Bu terapi ikimize de iyi gelmişti. Derilerimizdeki gözenekler açılmıştı. Karım, “Ben çok sevdim burayı, iyi ki gelmişiz!” dedi. Üzerimizi giyinip toparlandık ve çıktık.
Bizden hemen sonra kızlar çıktı. Onlar da hallerinden çok memnun görünüyorlardı. Odalarımıza çıkıp bir süre dinlendik. Öğle yemeğinden sonra karım ve kızlara, “Hadi biraz da Antalya’yı gezelim, sürekli otelde sıkılmışsınızdır!” dedim. Bu teklifime çok sevinmişlerdi. Onlar odalarına çıkıp hazırlanırken, ben de arabanın yanında hazırlanıp gelmelerini bekliyordum. Biraz sonra üçü de geldiler. Karım uzun, çiçekli ve bol bir etek, üstüne uzun kollu bluzunu giymişti. Başını da parlak beyaz bir türbanla bağlamıştı. Özge de uzun koyu mavi eteğinin üzerine siyah bir tunik giymiş, eteğiyle aynı renk türban takmıştı. İkisinin de ayağında yüksek dolgu topuklu ayakkabı vardı. “Niye böyle giyindiniz?” dediğimde, karım, “Ee, sokakta milletin içinde başka nasıl dolaşalım?” dedi.
Akşama kadar Antalya’da gezdik, yedik, içtik. Bol bol fotoğraf çektim. Karımın ve kızlarının bir sürü resmini çekmiştim. Değişiklik iyi gelmişti, otelde kalmak bir süre sonra insanı sıkıyordu. Karımın eteği rüzgârda uçuşuyordu, ayağındaki topuklularla yürürken götü sağa sola sallanıyordu. Sanırım bluzun altına şeffaf, desteksiz bir sutyen giymişti. Yürüdüğünde gök mavisi bluzunun altında koca memelerinin hop hop sallandığını görebiliyordum. Özge de aynıydı, eteği götünü sarıyordu. O gün ikisine de birbirine fark ettirmeden aynı soruyu sormuş ve aynı cevabı almıştım. “İçine ne giydin?” dediğimde, ana kız ikisi de, “İp külot!” demişti. Bu cevapları yarağımın sertleşmesine yetmişti. Akşam otele geri döndük, hafif bir şeyler yedikten sonra odalarımıza çekildik. Özge o ara bana, “Gece gelecek misin?” diye sorunca, “Ayarlamaya çalışırım!” dedim.
Karımla odamıza girdik, üzerinde halen kıyafeti ile duruyordu. Beline sarılıp dudaklarından öptüm. Elimi götüne attığım zaman yumuşacık göt yanaklarını hissettim. Karımın nefes alışları değişmişti, gözleri kapalı bir haldeydi. Onu bıraktım ve çantamı açıp içinden fotoğraf makinemi çıkardım, aynı zamanda kamera işlevi de vardı. Karımın resimlerini çekmeye başladım. Karım, “Ne yapıyorsun?” dese de, ben resimlerini çekiyordum. O dakika karımdan poz vermesini istedim. Karım isteklerime daha fazla direnemedi ve poz vermeye başladı. Bu kez kendisi yaptığımızdan keyif alır olmuştu, “Hadi böyle çek, hadi şöyle çek!” deyip duruyordu. “Eteğini kaldır!” dediğimde, “Niye?” dedi. “Sen dediğimi yap!” dedim sinirle. İtiraz etmez olmuş, dediklerimi yapıyordu şimdi. Eteğini yukarı kaldırınca, bacakları ve kalçaları ortaya çıktı. Resimlerini çekiyordum sürekli. Daha da yukarı kaldırmasını istedim.
Eteğini iyice beline kadar kaldırınca, içine giydiği ip külotu göründü. Karım ayakta durmuştu, ben etrafında dolanarak önünden, arkasından resimlerini çekiyordum. İp külot götünün arasındaydı, götünün yarığı, arasındaki iple iyice belirgin olmuştu. Külotun ön kısmı amını anca kapatabiliyordu. Daha fazla resim çekmeye mecalim kalmamıştı, biran önce karımı sikmek için yanıyordum. Ancak makineyi yatağı görecek şekilde, televizyonun olduğu dolabın üzerine koydum. Kamera kayıttaydı. Karım, “Niye oraya koydun ki?” dediği zaman, “Merak etme, sen de zevk alacaksın!” dedim.
Karımın beline sarıldım tekrar, elimi eteğinin içine sokup götünü avuçladım. Götünü hamur gibi yoğurdukça, karım inlemeye başlamıştı. Onu yavaşça soymaya başladım. Eteğini aşağı sıyırıp ayaklarından çıkardım. Başındaki türbanını ve bonesini çıkardım, daha sonra da bluzunu başının üzerinden çıkardım. Şimdi ip külot ve dantelli şeffaf sutyeni ile kalmıştı. Ayakta birbirimize sarılmıştık. Karımın götünü yoğuruyor, avuçluyor, sıkıyordum. Sutyenin kopçasını açtım, memeleri öne doğru fırladı. Onları emmeye, yalamaya başladım. Uçlarını emip yaladıkça iri birer siyah üzüm tanesi gibi olmuşlardı.
Karımı yatağın ortasına oturttum. Ben de kucağına uzandım. Karımın memelerini bir bebek gibi emiyordum. Karım saçlarımı, başımı okşuyordu sürekli. Meme uçları şişmiş, büyümüştü. Karım gözlerini kapamış inliyordu devamlı. Bu şekilde dakikalarca memelerini emdim, yaladım. O zaman diliminde, nedendir bilmiyorum yarağımda bir hareket olmamıştı. Karım aldığı zevkle yavaş yavaş sırt üstü uzandı, ben de üzerine uzandım. Ama devamlı olarak iki memesini emmeyi sürdürüyordum. Memelerini tuttum ve uçlarını birbirine yaklaştırdım. Memeleri içi süt doluymuş gibi dolgundu. Her iki meme ucunu da küçük küçük ısırıyor, emiyordum. Karımın nefes alışları sıklaşmış, inlemeleri çoğalmıştı. Bacaklarını kendine doğru çekiyor, bir eliyle başımı okşarken diğerini amına atmış amını ovalıyordu. Bu şekilde dakikalar geçmişti. En sonunda karım hızlı hızlı nefes alıp inleyerek boşaldı. Karımın dolgun, iri memelerini çok seviyordum. Memeleri, yaşından ve büyüklüğünden dolayı sarkmıştı, ama bunun benim için önemi yoktu.
Bir süre karımın karnının üzerine başımı koydum. O da sürekli saçlarımı, yanaklarımı okşuyordu. “Bu gece beni sikmesen de olur, çok fena boşalttın beni!” dedi. Ona baktığım zaman gözlerinin kenarlarından yaşlar süzülüyordu. Dudaklarını emmeye başladım. Ellerimi yine memelerine attım. Karım halen üzerinde ip külotla duruyordu. Külotunu bacaklarından sıyırarak çıkardığım zaman oldukça sulanmış amı göründü. Bir mendille amını iyice sildim. Ben de daha rahat hareket edebilmek için soyundum ve çıplak kaldım. Amını yavaş yavaş yalamaya başladım. Am dudaklarını emiyor, ısırıyordum. Dilimi amının içlerine sokuyor, amının içini yalıyordum. Karım saçlarımı çekiyordu. Bacakları iki yana açık, dizlerini kendine çekmişti.
Kasıkları terlemişti, kasıklarını öpüyor, yalıyordum. Karımın yastığı alıp ağzına soktuğunu gördüm. Ardından boğuk boğuk sesler çıkarmaya başlamıştı. Aldığı zevkten çığlık atmamak için yastığı ağzına sokmuştu. Ben aynı şekilde, amını ve kasıklarını yalamaya ve emmeye devam ediyordum. Sağ elimin orta parmağını amına soktum ve içinde gidip gelmeye başladım. Parmağımı çıkardım, bu kez başparmağımı amına, orta parmağımı da götüne soktum. Parmaklarımı bu şekilde sokup çıkarmaya başladım. Karım yastığı ısırıyor ve saçlarımı çekmeye devam ediyordu, artık öyle bir hal almıştı ki, canım yanıyordu. Ellerini zorla saçlarımdan ayırdım. Bu sefer yatağın iki tarafında çarşafı çekiştiriyordu. Bir süre sonunda boğuk boğuk sesler çıkararak boşaldı. Yastığı ağzından çıkardığı zaman soluksuz kalmış gibiydi.
Yarağımda halen hareket yoktu, ama karım ikinci defa boşalmıştı. İçinde gidip gelen parmaklarım ıslanmıştı, karımın üzerinde uzandığı çarşaf da sırılsıklam olmuştu. Banyoya gidip ellerimi yıkadım. Döndüğümde karım yatakta yarı baygın yatmaya devam ediyordu. Yanına uzandığım zaman kendine geldi. Ona, “Ne oldu bilmiyorum, yarağım kalkmadı!” dedim. Hafifçe doğruldu, elini yarağıma attı. Yavaşça sıvazlamaya başladı. Sonra ben bir şey demeden beni omuzlarımdan bastırarak sırt üstü uzandırdı...
Şimdi kontrol karımın eline geçmişti. Yarağımı iştahla yalamaya başlamıştı. Başını ileri geri oynattıkça yarağım boğazına kadar girip çıkıyordu. Dili yarağımın kafasına değdiğinde gıdıklanıyordum. Karımın götü bu pozisyonda havaya dikilmişti, dizlerinin üzerine çökmüştü, götü tam kameranın karşısındaydı. O anda kameranın kayıtta olduğunu hatırladım. Yarağım artık kalkık bir haldeydi, karım yavaşça yalamayı bıraktı. O esnada ağzından yapışkan bir sıvı tükürüğüyle birlikte çenesine akıyordu.
Karım yatağın üzerinde ayağa kalktı, ayaklarını yatağın kenarlarına koyarak yavaş yavaş çömeldi. Amını yarağıma hizalayarak oturdu, şimdi yarağım köküne kadar karımın cayır cayır yanan amının içindeydi. Karım kendiliğinden yarağım amında olduğu halde oturup kalkmaya başladı. Ellerini dizlerine koymuştu, ben de onu baldırlarından tutuyordum. Karım gözlerini kapatmış derin derin inliyordu. Yarağımın üzerinde gittikçe daha hızlı oturup kalkmaya başlamıştı şimdi. İri memeleri sağa sola sallanıyordu.
Bir süre sonra hafifçe doğruldu, ayaklarını biraz daha öne uzattı, yarağım halen amındaydı, ellerini geriye doğru atarak kalçalarımdan tutundu. Bu pozisyonda oturup kalkmaya başlamıştı. Bu şekilde daha rahat hareket edebiliyordu. Karımın inlemeleri çoğalmıştı, memeleri deli gibi sallanıyordu. Ancak bu pozisyonu ikimiz de çok sürdüremedik, önce karım, hemen sonra da ben, deli gibi boşalmıştık. Gece boyu karım üç defa boşalmıştı. Öne doğru uzandığı zaman onu belinden tutup kaldırdım ve kendime çektim, yanıma uzandırdım. Güzelim benim artık sikiş konusunda tutukluğunu üzerinden atıyordu ve ben bundan büyük zevk alıyordum. Birbirimize sıkıca sarılmıştık.
O sırada telefonuma bir mesaj geldi, telefon “Dıt, dıt, dıt!” ötüp duruyordu. Yataktan kalkıp televizyonun yanında duran telefona baktım. Mesaj Özge’den gelmişti, “Hadi gel artık, sana sürprizim var!” diyordu. Karım, “Kim o gece gece mesaj atan?” dediği zaman, “Hiç, telefon şirketinin abuk sabuk reklamlarından biri!” dedim...
(hikaye tamamen kurgusal, gerçekle bir alakası yoktur)
6 years ago