Eşim ve Seks Hayatım - 1
Merhaba ben Ege, 30 yaşında evliyim. Sarışın, renkli gözlü, 1.84 boyunda, 93kg, geniş omuzlu, çok fit olmasam da yapılı birisiyim. Eşim Sena lisede öğretmen. Mutlu ve şehvetli bir ilişkimiz var. Birlikte kadınları ve erkekleri yorumlayabiliyor, üzerine konuşabiliyoruz. Ayrıca eşim, okulda öğrencilerinin ona karşı davranışlarını anlatıyor, ben ise sabah kıyafetine göre bunun hakkında şakalar yapıyorum. Anlayacağınız, neşeli, anlayışlı bir hayatımız var.
İşim gereği yeni bir avukat bulmam gereken dönemde güvenebileceğim biri olsun diye yakın çevreme sordum. Kuzenim Aylin 26 yaşında ve liseden yakın arkadaşı Pelin avukatmış ve yeni ofis açmış. Ben de hem destek vermek adına hem de yakınımızdan güvenebileceğimiz birisi olsun diye Pelin ile çalışmak istedim. Kuzenime söyleyerek kabul ettiği taktirde numarasını istedim. Pelin ile bir kafede buluşmak üzere randevulaştık. Yüz yüze tanışmak ve ilerleyişimizi konuşmak için buluştuk. Pelin, 1.63 boylarında turuncu saçlı, beyaz tenli, renkli gözlü, hafif çilli, elmacık kemiği belirgin, bebek suratlı, ince belli, dolgun birisiydi. Gördüğüm an gençliğimden beri arzuladığım kadın özelliklerine sahipti. Hayallerimdeki kadın, doğal turuncu saç, beyaz ten ve renkli göz. Giydiği kısa siyah elbise, saç ve ten rengi ile birlikte bacaklarını da ortaya çıkarmıştı ve altına giydiği siyah açık topuklu ayakkabı elbisesini tamamlıyordu. Ayakları bakımlı ve beyaz ojeliydi. Topuklunun içinde çok şirin gözüküyordu. Pürüzsüz bacakları incecik ve çok zarifti. Kalçaları da aynı şekilde zarif, toplu ve sıkı duruyordu. Oldukça dikkat çekiciydi. Ardından ince beli ve dolgun beyaz göğüsleri dikkat çekiyordu. Elbisenin V yakasından dekoltesi gözüküyordu. Göğüslerinin yumuşacık olduğu her hareketinde kendini belli ediyordu. Sütyeninin toparladığı göğüsleri yürürken büyük oranda sallanıyor, ufak el hareketlerinde bile dalgalanıyordu. Büyüleyiciydi. Her açıdan çok güzel bir kadındı.
Başta biraz kuzenim Aylin hakkında, ardından genel sohbet ettik. Karakterim gereği hızlı ve çok konuşan biriyim, ağzım iyi laf yapar ve şakayla karışık içimden geçen çoğu şeyi dile getiririm. Sohbetimizin ara noktalarında Pelin’in güzelliğine ve yarattığı etkiye değindim. Her seferinde utanarak ve gülerek teşekkür ediyordu. Karşılığında o da bana iltifatlarda bulunuyordu. Belki de arkadaşının kuzeni olmamdan kaynaklı samimi bir ilişkimiz oldu. İş konuştuktan sonra ayrıldık. Haftalar geçtikten sonra Pelin’in ofisine gittim. Krem rengi etek ve üzerinde beyaz gömlek ile krem blazer ceket vardı. Adliye’ye gittiği için bugün biraz daha resmi giyinmişti. Yine bin bir iltifat ile konuştuktan sonra Pelin'e isteğimi söyleyerek ayrıldım. Pelin'e karşı ilgim artıyordu, kendime engel olamıyordum. Onu arzuluyordum. Aylin ile konuşurken Pelin hakkında bilgiler edinmeye çalışıyordum. Karakteri, sevdiği şeyler, ilgi duyduğu alanlar, aşk hayatı hakkında. Sevgilisi varmış. Uzun süredir okuldan bir çocukla birlikteymiş. Ama daha işi ciddiye bindirmemişler. Sonrasında Pelin ile görüşmelerimde aldığım tüyolarla ilişkimizi biraz daha ilerlettim. Birlikteyken hem keyifli vakit geçiriyor hem de iş yapıyorduk. İkimizin de bir ilişkisi olduğu unutuluyordu.
Eşimin okul sonrasında özel dersi olduğu günler ancak 9-10 gibi evde buluşabiliyoruz. Yine o günlerden birinde, iş çıkışında Pelin’e bir dosya ulaştırmam lazımdı. Ertesi gün sabahına lazım olan evraklar. Aradım, "Evrakları bu akşam bırakabilir miyim?" diye sordum. Samimi bir şekilde "tabii ki" diyerek evine davet etti. Hatta makarna yapıyorum istersen iki kişilik yapabilirim deyince bu teklifi geri çevirmek istemedim. Son derece doğal, rahat ev kıyafetiyle beni karşıladı. Uzun geniş kesim gri bir eşofman ve geniş kesim beyaz t-shirt giymişti. Salaş kıyafetler ile o kadar güzel ve samimiydi ki.. Güzelliği ve doğallığı karşısında yine hayran kalmıştım. İçeri davet etti. Kapıyı ardımdan kapattım ve içeriye doğru Pelin’i takip ettim. Kalçasının sıkılığı ve şekli o bol eşofmanda bile belli oluyordu ve yürürken çok güzel sallanıyordu. Resmen kalçası her adımında daireler çizercesine sallanıyordu. İzlemesi o kadar güzeldi ki elimdeki şarabı vermeyi unuttum...
E - "Yemeğe davetine nezaketen, makarna ile içeriz diye düşündüm."
P - "Harika düşünmüşsün, çok naziksin. Masaya buyur direk. Aylin'e de fotoğraf atalım, kıskansın."
Makarna harikaydı, keyfimiz yerindeydi. Uzun uzun sohbet ederek yemeğimizi yedik. O kadar samimi o kadar sıcak bir ortamdı ki her geçen dakika daha fazla onunla olmak istiyordum. Israr kıyamet dokunmamamı istese de yapım gereği yapmam lazımdı, birlikte sofrayı kaldırdık. Ardından salona geçtik. O kadar ortak noktamız varmış ki bu yemekte onu anladık. Birlikte sohbet etmek bize keyif veriyordu, karşılıklı bu çok net anlaşılıyordu. Onunla sohbet etmek başka, onu izlemek bambaşkaydı...
Karşımda bacaklarını altına toplamış şekilde oturuyordu. Topuklu ayakkabının içerisinde gördüğüm o bakımlı, küçük ayakları daha net izleyebiliyordum. Bu sefer kırmızı oje sürülüydü. Ayak ve el bilekleri incecikti. Bu kişisel ilgi alanım olduğundan her kadında dikkat ederim. Her yönden çok zarif bir kadındı. Aklımdan her yerini yalayabilirim diye geçiriyordum. Geç olduğundan kalkmak istedim. Bardağımı mutfak tezgahına götürürken, bunu tekrar yapalım diyordu. Dönüp kapıya yönelirken hemen arkamda olduğundan bir anda burun buruna geldik. Kokusu, bakışları... Ya şimdi ya asla, hayallerimdeki kadın, ne olacaksa olsun diye kafamdan geçirerek dudaklarına bir öpücük kondurdum. Geri çekildim. Göz göze bakışıyorduk, hiç tepki vermedi. Ben kapıya yönelirken kafamı tutup kendine çekti şehvetli bir şekilde öpüşmeye başladık. O saçlarımı okşuyordu, bense bir elim boynunda bir elim kalçasındaydı. Deliler gibi öpüşüyorduk. İki elimle birlikte merak uyandıran o kalçasını avuçladım. Ele o kadar güzel oturuyor, dokusu o kadar mükemmeldi ki. Ardından üstümü çıkardı. Ben de onun t-shirtünü yavaşça çıkardım. Dolgun beyaz göğüsleri sütyenin arkasındaydı. Tek hamlede sütyenini çözdüm ve yavaşça yere bıraktı. Göğüsleri hafifçe kendini saldı. Dikleşmiş pembe meme ucu dimdik karşıya bakıyordu. Avucumu doldurmakla kalmadı hamur gibi yoğurabiliyordum. Şekli, boyutu, yumuşaklığı muhteşemdi. Direk meme ucunu emmeye başladım. Bir elimle de diğer göğsünü avuçluyordum. O da kafamı göğsüne bastırarak saçlarımı okşuyordu. Bir göğüsten diğerine 2-3 dakika yaladım. Beli incecik ve pürüzsüzdü. Göbeği çok tatlıydı. Göbeğine doğru öpe öpe indim. Her yerini öpmek ve yalamak istiyordum. Bu esnada o da gözleri kapalı hazzı yaşıyordu. Hiç konuşmasa da çıkardığı seslerden bu çok net anlaşılıyordu. Ardından eşofmanını kalçasından yavaşça sıyırarak indirmeye başladım. Bacakları pürüzsüzdü. Eşofmanını çıkartmak için tek tek ayaklarını kaldırdım. Eşofmanı kenara atıp ayağını indirirken baş parmağını yaladım. O an kafasını eğerek bana baktı ve gülümsedi. Sonra bordo renkli brazilian donunu çıkarttım. Karşımda sıfır tüylü, pembe, pürüzsüz vajinası. Dış dudakları genişçe, iç dudakları ince ve düz şekilde gözüküyordu. Beyaz teninde pespembe amı kusursuz duruyordu. Şöyle bir koklayıp yaladım. Ardından ayağa kalkarak Pelin'i o ince belinden tutup kaldırdım ve tezgahın üzerine oturttum. Bir bacağını tezgahın üzerine kaldırarak açtırdım. Sessizliği hala bozulmamıştı. sadece keyfini çıkarıyordu. Onu tezgahın üzerinde yaladım ve parmakladım. O ise saçımı okşuyor, kafamı amına bastırıyordu. Doğruldum ve tezgahın üzerinde olan ayağını tutarak kendime çektim ve ayağını yalamaya başladım. O sıra bakışıyorduk. Sonunda sessizliğini bozdu...
P - "Uzun zamandır yaşadığım en iyi dakikalardı, harikasın Ege."
E - "Sen de harikasın Pelin, saçların, tenin, gözlerin… Sadece sana dokunmak istiyorum."
P - "Umarım bundan daha fazlasını istiyorsundur."
E - "Ahaha, öylesine güzel, narin ve kusursuzsun ki..."
P - "Gel benimle..."
İşim gereği yeni bir avukat bulmam gereken dönemde güvenebileceğim biri olsun diye yakın çevreme sordum. Kuzenim Aylin 26 yaşında ve liseden yakın arkadaşı Pelin avukatmış ve yeni ofis açmış. Ben de hem destek vermek adına hem de yakınımızdan güvenebileceğimiz birisi olsun diye Pelin ile çalışmak istedim. Kuzenime söyleyerek kabul ettiği taktirde numarasını istedim. Pelin ile bir kafede buluşmak üzere randevulaştık. Yüz yüze tanışmak ve ilerleyişimizi konuşmak için buluştuk. Pelin, 1.63 boylarında turuncu saçlı, beyaz tenli, renkli gözlü, hafif çilli, elmacık kemiği belirgin, bebek suratlı, ince belli, dolgun birisiydi. Gördüğüm an gençliğimden beri arzuladığım kadın özelliklerine sahipti. Hayallerimdeki kadın, doğal turuncu saç, beyaz ten ve renkli göz. Giydiği kısa siyah elbise, saç ve ten rengi ile birlikte bacaklarını da ortaya çıkarmıştı ve altına giydiği siyah açık topuklu ayakkabı elbisesini tamamlıyordu. Ayakları bakımlı ve beyaz ojeliydi. Topuklunun içinde çok şirin gözüküyordu. Pürüzsüz bacakları incecik ve çok zarifti. Kalçaları da aynı şekilde zarif, toplu ve sıkı duruyordu. Oldukça dikkat çekiciydi. Ardından ince beli ve dolgun beyaz göğüsleri dikkat çekiyordu. Elbisenin V yakasından dekoltesi gözüküyordu. Göğüslerinin yumuşacık olduğu her hareketinde kendini belli ediyordu. Sütyeninin toparladığı göğüsleri yürürken büyük oranda sallanıyor, ufak el hareketlerinde bile dalgalanıyordu. Büyüleyiciydi. Her açıdan çok güzel bir kadındı.
Başta biraz kuzenim Aylin hakkında, ardından genel sohbet ettik. Karakterim gereği hızlı ve çok konuşan biriyim, ağzım iyi laf yapar ve şakayla karışık içimden geçen çoğu şeyi dile getiririm. Sohbetimizin ara noktalarında Pelin’in güzelliğine ve yarattığı etkiye değindim. Her seferinde utanarak ve gülerek teşekkür ediyordu. Karşılığında o da bana iltifatlarda bulunuyordu. Belki de arkadaşının kuzeni olmamdan kaynaklı samimi bir ilişkimiz oldu. İş konuştuktan sonra ayrıldık. Haftalar geçtikten sonra Pelin’in ofisine gittim. Krem rengi etek ve üzerinde beyaz gömlek ile krem blazer ceket vardı. Adliye’ye gittiği için bugün biraz daha resmi giyinmişti. Yine bin bir iltifat ile konuştuktan sonra Pelin'e isteğimi söyleyerek ayrıldım. Pelin'e karşı ilgim artıyordu, kendime engel olamıyordum. Onu arzuluyordum. Aylin ile konuşurken Pelin hakkında bilgiler edinmeye çalışıyordum. Karakteri, sevdiği şeyler, ilgi duyduğu alanlar, aşk hayatı hakkında. Sevgilisi varmış. Uzun süredir okuldan bir çocukla birlikteymiş. Ama daha işi ciddiye bindirmemişler. Sonrasında Pelin ile görüşmelerimde aldığım tüyolarla ilişkimizi biraz daha ilerlettim. Birlikteyken hem keyifli vakit geçiriyor hem de iş yapıyorduk. İkimizin de bir ilişkisi olduğu unutuluyordu.
Eşimin okul sonrasında özel dersi olduğu günler ancak 9-10 gibi evde buluşabiliyoruz. Yine o günlerden birinde, iş çıkışında Pelin’e bir dosya ulaştırmam lazımdı. Ertesi gün sabahına lazım olan evraklar. Aradım, "Evrakları bu akşam bırakabilir miyim?" diye sordum. Samimi bir şekilde "tabii ki" diyerek evine davet etti. Hatta makarna yapıyorum istersen iki kişilik yapabilirim deyince bu teklifi geri çevirmek istemedim. Son derece doğal, rahat ev kıyafetiyle beni karşıladı. Uzun geniş kesim gri bir eşofman ve geniş kesim beyaz t-shirt giymişti. Salaş kıyafetler ile o kadar güzel ve samimiydi ki.. Güzelliği ve doğallığı karşısında yine hayran kalmıştım. İçeri davet etti. Kapıyı ardımdan kapattım ve içeriye doğru Pelin’i takip ettim. Kalçasının sıkılığı ve şekli o bol eşofmanda bile belli oluyordu ve yürürken çok güzel sallanıyordu. Resmen kalçası her adımında daireler çizercesine sallanıyordu. İzlemesi o kadar güzeldi ki elimdeki şarabı vermeyi unuttum...
E - "Yemeğe davetine nezaketen, makarna ile içeriz diye düşündüm."
P - "Harika düşünmüşsün, çok naziksin. Masaya buyur direk. Aylin'e de fotoğraf atalım, kıskansın."
Makarna harikaydı, keyfimiz yerindeydi. Uzun uzun sohbet ederek yemeğimizi yedik. O kadar samimi o kadar sıcak bir ortamdı ki her geçen dakika daha fazla onunla olmak istiyordum. Israr kıyamet dokunmamamı istese de yapım gereği yapmam lazımdı, birlikte sofrayı kaldırdık. Ardından salona geçtik. O kadar ortak noktamız varmış ki bu yemekte onu anladık. Birlikte sohbet etmek bize keyif veriyordu, karşılıklı bu çok net anlaşılıyordu. Onunla sohbet etmek başka, onu izlemek bambaşkaydı...
Karşımda bacaklarını altına toplamış şekilde oturuyordu. Topuklu ayakkabının içerisinde gördüğüm o bakımlı, küçük ayakları daha net izleyebiliyordum. Bu sefer kırmızı oje sürülüydü. Ayak ve el bilekleri incecikti. Bu kişisel ilgi alanım olduğundan her kadında dikkat ederim. Her yönden çok zarif bir kadındı. Aklımdan her yerini yalayabilirim diye geçiriyordum. Geç olduğundan kalkmak istedim. Bardağımı mutfak tezgahına götürürken, bunu tekrar yapalım diyordu. Dönüp kapıya yönelirken hemen arkamda olduğundan bir anda burun buruna geldik. Kokusu, bakışları... Ya şimdi ya asla, hayallerimdeki kadın, ne olacaksa olsun diye kafamdan geçirerek dudaklarına bir öpücük kondurdum. Geri çekildim. Göz göze bakışıyorduk, hiç tepki vermedi. Ben kapıya yönelirken kafamı tutup kendine çekti şehvetli bir şekilde öpüşmeye başladık. O saçlarımı okşuyordu, bense bir elim boynunda bir elim kalçasındaydı. Deliler gibi öpüşüyorduk. İki elimle birlikte merak uyandıran o kalçasını avuçladım. Ele o kadar güzel oturuyor, dokusu o kadar mükemmeldi ki. Ardından üstümü çıkardı. Ben de onun t-shirtünü yavaşça çıkardım. Dolgun beyaz göğüsleri sütyenin arkasındaydı. Tek hamlede sütyenini çözdüm ve yavaşça yere bıraktı. Göğüsleri hafifçe kendini saldı. Dikleşmiş pembe meme ucu dimdik karşıya bakıyordu. Avucumu doldurmakla kalmadı hamur gibi yoğurabiliyordum. Şekli, boyutu, yumuşaklığı muhteşemdi. Direk meme ucunu emmeye başladım. Bir elimle de diğer göğsünü avuçluyordum. O da kafamı göğsüne bastırarak saçlarımı okşuyordu. Bir göğüsten diğerine 2-3 dakika yaladım. Beli incecik ve pürüzsüzdü. Göbeği çok tatlıydı. Göbeğine doğru öpe öpe indim. Her yerini öpmek ve yalamak istiyordum. Bu esnada o da gözleri kapalı hazzı yaşıyordu. Hiç konuşmasa da çıkardığı seslerden bu çok net anlaşılıyordu. Ardından eşofmanını kalçasından yavaşça sıyırarak indirmeye başladım. Bacakları pürüzsüzdü. Eşofmanını çıkartmak için tek tek ayaklarını kaldırdım. Eşofmanı kenara atıp ayağını indirirken baş parmağını yaladım. O an kafasını eğerek bana baktı ve gülümsedi. Sonra bordo renkli brazilian donunu çıkarttım. Karşımda sıfır tüylü, pembe, pürüzsüz vajinası. Dış dudakları genişçe, iç dudakları ince ve düz şekilde gözüküyordu. Beyaz teninde pespembe amı kusursuz duruyordu. Şöyle bir koklayıp yaladım. Ardından ayağa kalkarak Pelin'i o ince belinden tutup kaldırdım ve tezgahın üzerine oturttum. Bir bacağını tezgahın üzerine kaldırarak açtırdım. Sessizliği hala bozulmamıştı. sadece keyfini çıkarıyordu. Onu tezgahın üzerinde yaladım ve parmakladım. O ise saçımı okşuyor, kafamı amına bastırıyordu. Doğruldum ve tezgahın üzerinde olan ayağını tutarak kendime çektim ve ayağını yalamaya başladım. O sıra bakışıyorduk. Sonunda sessizliğini bozdu...
P - "Uzun zamandır yaşadığım en iyi dakikalardı, harikasın Ege."
E - "Sen de harikasın Pelin, saçların, tenin, gözlerin… Sadece sana dokunmak istiyorum."
P - "Umarım bundan daha fazlasını istiyorsundur."
E - "Ahaha, öylesine güzel, narin ve kusursuzsun ki..."
P - "Gel benimle..."
1 year ago