Adanalı Hanımağa 30
Kendime çektim Asiye’yi, sol elimi beline attım. Neredeyse dudak dudağaydık. Çıplak beyaz boynunu öptüm, taze ve körpe eti sıcacıktı. Yanaklarını ve etli pembe dudaklarını emdim. Hiç karşı koymuyor sanki daha ileri gitmemi istiyordu. Burnunun minik kanatları hızlı hızlı açılıp kapanıyor, sıcak nefesi yüzümü yakıyordu.
Tam onu yatağa uzandıracağım vakit “Abi kapı açık!” dedi başıyla arkasında kalan kapıyı işaret ederek. Ellerimin arasından kurtulup parmak uçlarına basarak gitti, kapıyı yavaşça kapatıp üstündeki anahtarla kilitledi. Yeniden parmak uçları üzerinde geldi, yanıma uzandı. “Hanımağa yatmış mıdır!” diye sordum. İster istemez bunun tedirginliği vardı üzerimde. Asiye’nin “Korkma, çoktan yatmıştır. Sütü içtikten sonra top atsan uyanmaz artık!” cevabından sonra korkularım kayboldu.
Altıma aldım onu, dudaklarını emmeye başladım. Hayatında bir erkekle ilk kez öpüştüğü dudaklarını acemice açıp kapamasından belliydi. Narin bedeni heyecandan titrese de sakin olmaya, kendini kontrol etmeye çalışıyordu. Sağ elimi gri eşofmanının altından soktum, yukarı sıyırdım. Yaşından önce olgunlaşan şişkin memelerini avuçladım.
Dolgun ve dik memelerini avuçlayıp yoğurduktan sonra saldırışa geçtim. Meme başlarını ve uçlarını emip dillerken Asiye zevkten kendini kasmaya başladı. Dudaklarının arasından iniltiler, mırıldanmalar çıkıyor, bacaklarını kendine çekiyordu. Pembe meme uçlarının şişkinleşip irileşmesini hissettim dudaklarımın ve dilimin ucunda.
Altındaki eşofmanı sıyırdım daha sonra, ayaklarından çıkardım içindeki minik pembe şortuyla birlikte. Şortun altına külot giymemişti. Kılsız, tüysüz, pamuk gibi beyaz amı ve kasıkları karşımdaydı. Bir çırpıda üstündeki eşofmanla ip askılı bluzunu da çıkardığımda yatağın üzerinde çırılçıplak bir hale geldi. Bembeyaz vücudu yatağın yanındaki perdeleri çekilmemiş pencereden sızan gecenin ışığında parlıyordu. Villanın bahçesini aydınlatan lambaların ışığı da odayı loş bir aydınlığa bürümüştü.
Yarağım üstümdeki tek kıyafet olan baksırımın altında dikilmiş, sertleşmişti. Çıkarıp attım onu. Dizlerimin üzerindeydim, yarağım demir gibi sertleşmiş, hücuma kalkmıştı. Asiye’nin gözleri yarağıma takıldı hemen. Elini atmaktan çekinmedi. Sol eli yarağımın üzerinde gidip gelirken ben de amını okşamaya başladım. Amına değen elim onu ürpertir gibi oldu, kasıklarını sıktı. “Rahat ol, gevşe, sakin ol!” dedim fısıltıyla.
Asiye yarağımı okşamaya devam ederken bacaklarını ayırdı. Başparmağımla üzerine hafifçe bastırıp ovalıyordum amını. Amının ince, yaprak gibi dudakları vardı. Parmağımı içine sokmamaya gayret ediyordum. “Kaç yaşındasın!” diye sordum. “On altı!” dedi önce. Ardından “İki ay sonra on yedi olacam!” diye ekledi. Bu “On yedi!” sözünü üstüne basarak söylemişti. Bunun bana verdiği bir mesaj olduğunu anladım hemen.
Böyle tazecik bir güzelliğin tadına bakmanın keyfi ve gururuyla bacaklarının arasına uzandım, dizlerimin üzerinde domalmış haldeydim. Başım uyluklarının arasındaydı. Dilimi uzattım ve amının dudaklarını, çevresini dillemeye başladım. İnanılmaz bir zevkti ve yaşadığım heyecan tarifsizdi.
Sanki yeni banyo yapmış gibi temizlenmiş, yumuşamıştı amının etrafı ve kremlenmiş gibi de kaygandı. Dilimi birkaç santimden ibaret minik amının içine uzattım daha sonra. Karımın göt deliğinden daha dar olan amının içi alev alev yanıyordu ve ıslanmıştı. Asiye’nin amı uzun zamandır bu anı bekliyormuş gibiydi. Dudaklarından dökülen mırıltılar, iniltiler gittikçe yoğun bir hal alıyordu.
Ellerimi kalçalarına atıp bacaklarını kaldırdım, geriye attım. Yarma şeftali gibi ortaya çıktı amı. Alttan üste doğru dilimi üzerinde gezdirdim, külahtaki dondurmayı emer gibi emdim, vakumladım. Amının hemen aşağısındaki minik göt deliğine de birkaç dil darbesi attım. Sağ orta parmağımı deliğin üzerinde gezdirdim, ovaladım yavaş yavaş. Ardından hafifçe bastırdım. Oldukça sıkı, daracık bir deliğe sahipti Asiye’nin götü. Birkaç kez parmağımı daha derinlere sokmaya uğraştım ama delik daha ilerilere gitmeme engel oluyordu darlığıyla. Ayrıca Asiye’de canının acıdığını fısıltılı inlemelerinin arasında söyleyince bıraktım.
Yeniden amına yöneldim. İnce dudaklarını emdim, başparmaklarımla ayırdım amını ve açılan minik boşluğun içine soktum dilimi. Sıcaklığını, yağlanmış gibi kayganlığını ve etinin yumuşaklığını hissettim. Ara ara Asiye kalçalarını sıkıp bırakıyordu, etleri sertleşiyor, hırıltılı inlemelerinin arasında “Çok güzel!” sözünü tekrarlayıp duruyordu. Ama bu tazelik ve körpelik beni kontrol edilemez noktaya doğru sürüklüyordu.
Asiye’yi sikip sikmeme konusunda kararsızdım. Bir yanım kendime engel olup daha ileri gitmememi söylerken diğer yanım işi bu noktaya getirdikten sonra durmanın anlamsız ve saçma olacağını söylüyordu. İçimde iyiyle kötü bir savaş veriyordu.
Kız kendi isteğiyle yatağıma girmişti. Artık küçük de sayılmazdı, kendi kararlarını alabilecek haldeydi. Amına köklesem “Olmaz, yapma!” demeyeceğinden emindim. Üstelik dursam hakkımda yanlış şeyler düşünebilirdi.
Nitekim “Sikmemi istiyor musun yoksa bu kadar yeter mi!” diye sorduğumda “Sik! Nasıl olsa günün birinde birisi sikecek!” dedi. Artık engel kalmamıştı. Dikkat etmem gereken tek bir nokta vardı o da kondomsuz sikecektim Asiye’yi. İçine boşalmamam gerekliydi.
Karımdan sonra ilk kez bir bakireyi sikecektim. Bacaklarının arasında dizlerimin üzerinde doğruldum. Kalkık yarağıma avuç dolusu tükürüğümü sürüp sıvazladım. Asiye’nin gözleri üzerimdeydi. Hafiften korkuyor gibi görünüyordu. “Korkuyor musun!” diye sorduğumda “Biraz!” dedi heyecanla.
Yarağımı tutup amının üzerine yavaşça sürttüm. Dilimin ve dudaklarımın tadına baktığı pürüzsüz tenini şimdi de yarağım tadıyordu. Yavaşça içine bastırırken Asiye dudaklarını emdi, ısırdı. Yarağımın kafası amı açılırken içine girdi, birkaç saniye bekledim. Sonra yeniden bastırdım. Yarağım kayganlaşmış amına rahatça girip gözden kaybolurken Asiye dirseklerini yatağa dayayıp doğrulur gibi oldu, heyecandan tüm vücudu sarsılırken şişkin memeleri titredi.
Yarağım amına dibine kadar girdiğinde ben de derin bir nefes alıp verdim. Amı gerçekten çok dardı, yarağıma büyük bir baskı yapıyordu ama beni de aynı derecede zevke getiriyordu. Bir süre o şekilde kaldım. Hafifçe oynattım yarağımı içinde. Asiye’nin yüzünde ekşimeyle acı çekme arası bir ifade belirdi bu anlarda. Baktığımda yarağımın kökündeki kırmızılığı gördüm.
Yavaşça çıkardım yarağımı. Üzeri boydan boya koyu bir kırmızıya boyanmıştı. Kasıklarıma kadar gelen kan onun kasıklarını da kırmızıyla kaplamıştı. Asiye bunu görünce hissettiği korku ve heyecan arttı. Yüzündeki ifade daha derin bir hal almıştı. “Artık kadın oldun!” dedim fısıltıyla. Asiye “Evet!” dedi sakin olmaya çalışarak. Yarağımı yeniden amına soktum ve yavaşça kendimi Asiye’nin üzerine bıraktım.
Uzun sarı saçlarının arasına yüzümü gömdüm. Amının darlığını hissediyordum. İçinde gidip gelmeye başladığımda ellerini sırtıma attı, belimi ve çıplak götümün yanaklarını sıktı. Boynumu, omuzlarımı öpüyordu. Hızlanmadan ağır ağır sikiyordum Asiye’yi. Yarağıma bulaşan kanının sıcaklığını fark etmemem mümkün değildi. Kendimi kontrol etmeye çalışıyordum ama böyle bir güzellik karşısında çaresiz kalıyordum. Birkaç defa boşalmamak için amından çıktım. Yarağımı kafasından sıkıp bıraktım. Yarağıma bulaşan kan elime de bulaştı ama yapacak bir şeyim yoktu.
Amı bir lastik gibi gevşeyip daralıyordu gidip gelmelerim sonrası. Dudaklarını emmeye başladığımda Asiye karşılık verdi. Şimdi o benim dudaklarımı emiyor, ısırıyordu vahşice. Ellerimi memelerine atıp sıkarken altta daha hızlı çalışmaya başladım. Tek kişilikle iki kişilik arası bir yataktı bu ve sikişimizin etkisiyle yaylanıyordu. Yatak başlığı yoktu, yatak duvara dayalıydı. Eğer yatak başlığı olsa duvara vurma sesleri Hanımağa’nın uyanmasına sebep olabilirdi.
Amına yarağımı köküne kadar sokup çıkarıyordum, her pompalamamda taşaklarım kasıklarına çarpıyor, sesler çıkarıyordu. Amının kanaması bitmiş gibiydi. Asiye rahatlamıştı. Bir ara alt dudağımı öyle bir ısırdı ki kendimi geri çektim. Elimi attığımda parmağıma gelen kanı gördüm. “Yavaş kız, ne yaptın öyle!” dedim gülerek. Asiye ise “Çok azdırdın beni!” diye karşılık verdi sözlerime.
Onun bu azgınlığı beni de fazlasıyla azdırdı. Dizlerinin arkasından tutup kaldırdım bacaklarını, havaya dikip geriye attım, kalçalarına bastırdım. Amına var gücümle vurmaya başladım. 50 kilo ya var ya yoktu. Ağır gövdemin altında güçlü yarak darbelerimle başa çıkabilecek durumda değildi. Üstelik az olmayan bir miktar kan kaybetmişti bu gece. Gerdek gecesi karımdan daha az kan gelmişti. Daracık amını delmeye çalışan bir kaya delme makinesi gibiydi yarağım. İçinde gidip geldikçe amının hassas narin duvarlarını zorluyor, yontuyordu adeta.
Saniyeler birbirini izlerken yatağın yaylanmaları artmış üzerinde hoplamaya başlamıştık. Yatağın ortası çukurlaşmıştı. Asiye’nin beli yatağa yapışmıştı, dudaklarını emiyordu, “Ihhh, ahhhh, ımmm, uhhhh!” sesleri dudaklarından yayılıyordu. Artık boşalmanın arifesine gelmiştim. Son bir gayretle amına pompaladım, yarağımı dibine kadar soktum içine. Asiye’den derin bir hırıltı çıktı. Biraz canı yanmıştı sanki. Hızla çıktım amından. Yarağımın kafasını kavradım. O anda döllerim amının üzerine, göbeğinin etrafına akmaya başladı.
Döllerim bedenini ıslatıp yıkarken Asiye kocaman açılmış mavi gözlerini kırpmadan bana bakıyordu. Derin nefes alışverişlerim arasında ne kadar dölüm varsa akıttım göbeğinin üstüne. Yarağımı sıvazlayarak son döl damlasına kadar akıttım. Terden sırılsıklam olmuştum ki Asiye de öyleydi. Kalktım ve pencereyi açtım. Serin bir rüzgâr içeri girdi.
Asiye amının etrafına ve karnına akıttığım sıcak döllerimi altındaki beyaz çarşafı çekerek sildi. Adana pamuğundan kar beyazı çarşafa amının kanı da bulaşmıştı. Kasıklarındaki ve yarağımdaki kanı da çarşafla sildi. Çarşafı yere atarken yatağa uzandım. Asiye hemen başını göğsümün üzerine koydu.
“Artık senin karın oldum!” dedi çıplak göğsümü öperek. Asiye genç kızlık hülyalarına dalmıştı şimdiden. O anda yaptığımın büyük bir hata olduğunu anladım ama iş işten geçmişti. Bir anlık zevk uğruna nefsime yenilmiştim. Zevk almıştım ama başıma iş de almıştım.
Ancak bunları düşünerek keyfimi piç etmek istemedim. “Öyle oldun!” dedim terlemiş alnından öpüp. Amının kanaması bitmişti, Asiye’de de korkudan eser kalmamıştı aksine çok mutluydu. Dipleri terlemiş uzun sarı saçlarını okşadım, kendime çekip başını göğsüme koydum.
Bakireliğini aldığım kızı daha yakından tanımak için sorular soracaktım ki Asiye benden hızlı çıktı ve sorularını sıraladı. En çok da karımla ilgili sorular sordu. Her sorusuna samimi cevaplar verdim. Ardından ben sordum sorularımı. Asiye de tıpkı benim gibi samimi ve dolaysız cevaplar verdi. Yedi gün yirmi dört saat villanın duvarları arasında izole bir hayat sürüyordu ve uzun zamandır içini boşaltmak istiyormuşçasına anlattı:
“Kendimi bildim bileli Hanımağa’yı tanırım… Babam onun en yakın adamıydı… Babamdan önce de büyük amcam Apo Ağa’nın adamıymış ama öldürmüşler onu, ben daha doğmamıştım… Apo Ağa’ya pusu kurmuş bir gece düşmanları, amcam sayesinde kurtulmuş ama amcam ölmüş… Amcamdan sonra babam yanlarında çalışmaya başlamış…!”
“Babam içeri girince Hanımağa annemle beni yanına aldırttı, burada kalmaya başladık… Babama içerde krallar gibi bakıyor sağ olsun… Çok gönlü zengin bir insandır… Bir sürü insana yardım eder, para verir, besler… Beni de kızı gibi görüyor ama annemle arası iyi değil… Babam annemin yüzünden cinayet işleyip içeri girdiği için annemi affetmiyor… O iş başka türlü aslında… Sana güvendiğim için anlatıyorum bunu…!”
“Belki fark etmişsindir, annemin aklı biraz kıttır, eblehtir… Babam da onun bu özelliğini kullandı... Babam bazı geceler gelmezdi eve; kulüpte, kumarhanede kalır, çalışırdı… Onun olmadığı akşamlarda farklı farklı adamlar gelirdi… Yaşım küçük olduğu için anlamazdım bu adamların niye bize geldiklerini… Annem sofra kurardı onlara, rakılarını içer, bazen beni dansöz gibi oynatırlardı karşılarında… Sonra annem beni gönderirdi odama yatmam için, kendi de adamlarla sikişirdi… İnlemelerini, seslerini duyardım… Bazen iki üç adam birden olurdu, sırayla yada birlikte sikerlerdi annemi… Resmen tecavüz ederlerdi… Babamın annemi pazarladığını sonradan yaşım büyüyünce anladım…!”
“Sonra bir gece bağırtılarla gürültülerle uyandım… Yatak odasında babam silahını çekmiş o gece gelen herife doğrultmuştu… Adam “Ben ettim sen etme, yapma, dur!” derken babam göğsünden birkaç defa vurdu… Meğer o adam annemle sevgili olmuş... Annemi kaçıracağını söylemiş sağda solda... Babam da duymuş bunu... O gece de gelip öldürdü adamı... Annemi de öldürecekti ama ben koşup sarıldım babama, “Yapma baba!” diye yalvardım... Babam annemi vurmaktan caydı ama eşek sudan gelinceye kadar dövdü...!”
“Babamın annenim sevgilisini öldürdüğü doğru ama işin aslı bu şekilde... Neyse, annem mahkemede adamın eve zorla girip kendisine tecavüz ettiğini söyledi... O zaman hakim daha az ceza verdi babama… Ama annem burada da rahat durmuyor, orospuluk yapa yapa içine işlemiş… Celil var Hanımağa’nın adamı, sen de bilirsin, şimdi de onunla kırıştırıyor… Hanımağa bunu bir öğrenirse ikisini de yaşatmaz vallahi… Bazen kalkıp Hanımağa’ya söylesem mi diyorum ama sonra vazgeçiyorum… Babam içerde, annem de ölürse kimsesiz bir başıma kalırım… Gerçi Hanımağa beni sahipsiz bırakmaz ama insanın iyi kötü annesinin yanında olması iyidir…!”
“Hikayen acıklıymış!” dediğimde “Öyle, bu dünyanın içine girince pembe bir hayata sahip olmuyorsun. Babam katil, annem orospu, benim de ne olacağım belli değil!” diyerek yanıt verdi. Alnından öpüp “Öyle söyleme, Hanımağa’nın kanatlarının altındasın!” dedim. “Öyleyim ama sonuçta bu hayatın içindeyim. Yarın bir gün adamlarından biriyle evlendirir beni. Yüzde bir milyon öyle olacaktır. Kalkıp beni doktorlar, mühendisler istemeyecek sonuçta. Her şeyin farkındayım…!” dedi.
Bu genç yaşında neler neler yaşamıştı. Ancak yaşadıkları onu zamanından önce büyütmüş, olgunlaştırmıştı. Gözleri önünde işlenen cinayeti soğukkanlılıkla anlatmasından belliydi. Annesi ve Celil arasında olanları bildiğimi söylemek istemedim...
Saat nerdeyse 03:00 olmuştu ve sikiş sonrası yorgun bedenim uykuya yenik düştü düşecekti. Ama Asiye gece kuşuydu ve uyumaya niyeti yok gibiydi, gitmek de istemiyordu. Çıplak göğsümü öperken terlemiş kıllarını okşuyordu.
“Gene yapalım mı!” diye kikirdedi. “Çok hızlı çıktın bakıyorum!” dedim gülerek. “Bir şey anlamadım ki!” deyince “Nasıl anlamadın!” dedim. “Yani anladım da çok heyecanlıydım demek istedim. Şimdi kendimi daha rahat hissediyorum!” dedi. “Seni yaramaz seni, demek bir şey anlamadın ha!” dedim ve yine altıma aldım Asiye’yi, dudaklarına yumuldum.
Beyaz tenli, uzun sarı saçlı, mavi gözlü tıpkı Rus kadınlarına benzeyen bir kızdı Asiye ve fiziğinin de onlardan geri kalır yanı yoktu. Televizyon dizilerinde onun yarı güzelliğine sahip olmayan tipler milyonları götürürken o Hanımağa’nın evinde temizlik yapıp annesine yardım ediyordu.
Öpmelerime karşılık veriyordu şimdi, benden daha ateşli, daha istekliydi. Dilimi ağzının içine sokup diline değdirmemden çok hoşlandı. Ben onun dilini emdikten sonra dilini ağzımın içine sokup dilimi vakumladı. Omuzlarımdan bastırıp beni sırtüstü uzandırdı daha sonra. Üste çıkmanın verdiği coşkunlukla boynumun etlerini, yanaklarımı, çenemi, kulaklarımı emdi uzun uzun. Dudaklarımı küçük küçük ısırdı. Memelerimi öpüp uçlarını emdi. Uzun parmaklı narin beyaz eli kasıklarımda gezinirken yarağımı kavradı ve okşamaya başladı. Ben de dik ve dolgun memelerini emiyor, sıkıp vakumluyordum. Ardından sağ elimi alta atıp amını okşadım bir süre.
Asiye’nin okşamaları sonucu yarağım yeniden dikilmişti. “Geç şöyle!” diyerek onu kenara çektim, doğrulup oturur hale geldim, sırtımı yatağın dayandığı duvara yasladım. Asiye’den kucağıma oturmasını istedim, bu şekilde sikecektim onu. Karımla evliliğimizin ilk zamanlarında sıkça yaptığımız bir pozisyondu bu ama zamanla karım kilo aldıkça daha az yapar olmuştuk. En son ne zaman yaptığımızı da unutmuştum.
Ancak Asiye uzun boylu, narin ve çevik bir kızdı. Yatağın üzerinde dikildi, ardından işer gibi çömelerek yarağımı altına aldı. Yarağımı tutup amına hizaladım, yavaşça götünü indirirken yarağım amının boşluğuna girdi. Asiye ıkındı bu anda. Yarağımın yeniden içine girmesinden çok memnundu. Sonunda yarağım dibine kadar amına girdiğinde aldığı keyifle derin bir iniltiyi koyuverdi dudaklarının arasından.
Kollarını boynuma dolamasını istedim. Ellerimi kalçalarına attım ve götünü kaldırıp indirmeye başladım. Yarağım Asiye’nin amına boydan boya girip çıkıyordu bu şekilde. İlk sikişin ardından şimdi amı biraz daha açılmıştı, önceki gibi dar gelmiyordu. Uçları havaya bakan dik ve dolgun memeleri sallanıyordu. Uzun sarı saçları da havada sallanıp duruyor, dalgalanıyordu durmadan. “Şlop, şlop, şlop!” sesleri Asiye’nin götü kasıklarıma çarptıkça çıkıyordu.
Onu kaldırıp indirmeyi bıraktım bir süre sonra. Yarağım amında iken “Götünü çalkala!” dedim. Asiye önce ne demek istediğimi anlamamış gibi baktı yüzüme ama sonra adeta bir dansöz gibi kalçalarını ve götünü oynatmaya, çalkalamaya başladı. Yarağım bu anlarda amının içinde bir o yana bir bu yana dönüyor, oynuyor ve Asiye’yi zevke getiriyordu.
Ellerimi narin beline attım. Her iki eli omuzlarımdaydı. Bir kısrak gibiydi Asiye. Memeleri şahlanıyor, dalgalanan sarı saçları gecenin içinde parlıyordu. Bembeyaz bedeni ise deniz feneri misali aydınlatıyordu odayı. Yarağımın amındaki gitgelleri neticesi ağzı açık halde inliyor, mavi gözleri donuklaşmış halde arkamdaki duvarda sabit bir noktaya bakıyordu. Asiye zevk alıyordu ve adım adım boşalmaya doğru ilerliyordu. İlk sikişimizde olmayan şey şimdi adım adım gerçekleşiyordu.
“Ahhh, ahhh, ahhh!” sesleri minik ağız boşluğundan yayılıyordu odaya. Hareketleri, yaylanmaları hızlandıkça hızlanıyordu. Kontrolden çıkan bir makinenin çarklarının hızla dönmesi gibi Asiye’de kontrolden çıkmıştı...
Sonunda derin bir vecd içinde adeta ruhu bedeninden ayrılmışçasına kollarımın arasına yığıldı. Kendini kaybetmiş, bayılmış gibiydi. Hırıltılı şekilde nefes alıp veriyordu. Boşalmıştı Asiye ve hayatında bunu ilk defa yaşıyor olmanın heyecanıyla kendini bırakmıştı, vücudundan tüm enerji çekilmiş gibiydi.
Yavaş yavaş kendine geldi. Yaşadığı ve daha önce hiç tatmadığı bu yoğun duygu boşalımı onu başka bir kişi haline getirmişti sanki. “Ne oldu bana!” dedi gülümseyerek. “Boşaldın, zevk aldın, cinselliği keşfettin, onun güzelliklerine vardın!” dedim saçlarını geriye atıp. “Acayip bir şeydi!” dedi. Derin derin nefes alıp veriyordu. Göğsü bir inip bir kalkıyor, memeleri göğsüme baskı yapıyordu.
“Böyle bir şeyi daha önce tatmadım!” dedi daha sonra. Dudaklarımı ve yanaklarımı öptü. “Teşekkür ederim!” dedi gülümseyerek. Dudaklarımız kenetlendi ve hasretle öpüştük. Asiye şimdi kırk yıllık orospu gibi öpüyordu beni. Ellerimi belinde ardından götünde gezdirdim. Yarağım halen amındaydı. Götünün biçimli ve yuvarlak yanaklarını sıktım, okşadım. Asiye boşalmıştı ama ben ilk boşalmanın etkisiyle ikinciyi yaşayamamıştım.
Üzerimden kalkmasını istedim. Yataktan indi, ben de kalkıp indim yataktan. Ayakta bir süre birbirimize sarılı halde öpüşüp koklaştık. Bu kez onu yatağın üzerinde domalttım. Dirseklerini yatağa dayayıp belini iyice eğmesini istedim. Arkasında yerimi aldım. Amı içinde yıllardır biriken kanı akıtmış, temizlenmişti. Açılmamış bir gül goncası misali önümde belirmişti.
Başparmaklarımla ayırdım götünü ve amını ortaya çıkardım. Elime tükürüp yarağıma sürdüm. Yavaşça bastırdım amına. Asiye biraz önce yoğun bir boşalma yaşamıştı ama yarağım yeniden amına girerken derin bir inilti çıkardı. Bastırmalarım sonucu dibine kadar girdi yarağım. Önce yavaş ardından hızlı hızlı sikmeye başladım Asiye’yi.
Beline inen uzun sarı saçlarını doladım ellerime ve kendime çektim. Başı yukarı kalkarken pompalıyordum amına. Götünün beyaz ve tazecik, sıkı etlerinin oynayışları beni daha da azdırıyordu. Güçlü yarak darbelerim onu inletiyor ve zevke getiriyordu. Sağ başparmağımla göt deliğinin üzerine bastırdım, hafifçe ovaladım. Ardından ilk boğumuna kadar içine soktum parmağımı. Amına yarağım girerken parmağım da götüne giriyordu. Asiye bundan büyük zevk alıyordu. Götünün sıkı etleri sertleşip yumuşuyor, göt deliği parmağıma çok yoğun bir baskı yapıyordu.
Bir süre sonra parmağımı çıkardım götünden, amından da çıktım. Arkasında dikildim, ayaklarımı iki yanından sağlamca bastırdım yatağa. Asiye ne yaptığımı anlamaya çalışmak için başını geriye atarken çömeldim, götümü indirdim aşağı ve yarağımı tutup amının üzerine sürttüm uzun uzun. O an Asiye “Uhhh!” sesleri eşliğinde mırıldandı. Parmağımın içinde gidip gelmeleri sonucu ayrık duran göt deliğine bastırdım yarağımı. Göt deliğinin hafifçe açılıp yarağımın içine girdiğini keyifle izledim. Ama Asiye ne yaptığımı anlamıştı. “Ordan yapma, ne olur!” deyince “Tamam!” diyerek geri çektim yarağımı, amına bastırdım.
Yarağım dibine kadar girdi, bir süre bekledikten sonra belimi ve götümü indirip kaldırmaya başladım. Yarağım amına piston gibi girip çıkıyor, amının duvarlarına sürtüyordu. Ellerimi sırtına attım, bu şekilde dengemi sağlıyordum. Asiye’nin amı artık çoktan açılmış, başlangıçta incecik bir patika iken şimdi dört şeritli otoyola dönmüştü. Yarağım köküne kadar giriyordu içine, sertleşip şişen taşaklarım götünün sert etlerine çarpıyor “Şlop şlop şlop!” sesleri gecenin sessizliğini bölüyordu.
Boşalmam bu pozisyonda uzun sürmedi. Son anda yarağımı çıkardım amından ve bel çukuruna, götünün yanaklarına kalan birkaç döl damlasını boşalttım. Derin bir rahatlama yaşadım. Keyifle doğruldum ve yatağa uzandım. Asiye belini ve götünü ıslatan döllerimi çarşafla sildi. Artık gitme vakti gelmişti. Eğilip dudaklarımı öptü. Giyindi ve kirlenen çarşafı alıp “İyi geceler!” dedikten sonra odadan çıktı.
O gidince halen komodinin üzerinde duran ve soğumuş sütü içtim. Ellerimi başımın altına koyup tavanı izleyerek Asiye’yi düşündüm. Kız kendini hiçbir karşılık beklemeden bana sunmuştu. Hanımağa’nın damadı olmam belki onun için prestijli bir durumdu. Kendini bunun için mi siktirmişti yoksa benden hoşlandığı için mi? Kafamda bu sorunun cevabını aradım bir süre...
Her ne olursa olsun harika, dupduru ve taptaze bir güzelliği vardı Asiye’nin ve onun tadına ilk bakma şerefine ben erişmiştim...
Sütün ve yorgunluğun etkisiyle uykuya dalmam uzun sürmedi…
Tam onu yatağa uzandıracağım vakit “Abi kapı açık!” dedi başıyla arkasında kalan kapıyı işaret ederek. Ellerimin arasından kurtulup parmak uçlarına basarak gitti, kapıyı yavaşça kapatıp üstündeki anahtarla kilitledi. Yeniden parmak uçları üzerinde geldi, yanıma uzandı. “Hanımağa yatmış mıdır!” diye sordum. İster istemez bunun tedirginliği vardı üzerimde. Asiye’nin “Korkma, çoktan yatmıştır. Sütü içtikten sonra top atsan uyanmaz artık!” cevabından sonra korkularım kayboldu.
Altıma aldım onu, dudaklarını emmeye başladım. Hayatında bir erkekle ilk kez öpüştüğü dudaklarını acemice açıp kapamasından belliydi. Narin bedeni heyecandan titrese de sakin olmaya, kendini kontrol etmeye çalışıyordu. Sağ elimi gri eşofmanının altından soktum, yukarı sıyırdım. Yaşından önce olgunlaşan şişkin memelerini avuçladım.
Dolgun ve dik memelerini avuçlayıp yoğurduktan sonra saldırışa geçtim. Meme başlarını ve uçlarını emip dillerken Asiye zevkten kendini kasmaya başladı. Dudaklarının arasından iniltiler, mırıldanmalar çıkıyor, bacaklarını kendine çekiyordu. Pembe meme uçlarının şişkinleşip irileşmesini hissettim dudaklarımın ve dilimin ucunda.
Altındaki eşofmanı sıyırdım daha sonra, ayaklarından çıkardım içindeki minik pembe şortuyla birlikte. Şortun altına külot giymemişti. Kılsız, tüysüz, pamuk gibi beyaz amı ve kasıkları karşımdaydı. Bir çırpıda üstündeki eşofmanla ip askılı bluzunu da çıkardığımda yatağın üzerinde çırılçıplak bir hale geldi. Bembeyaz vücudu yatağın yanındaki perdeleri çekilmemiş pencereden sızan gecenin ışığında parlıyordu. Villanın bahçesini aydınlatan lambaların ışığı da odayı loş bir aydınlığa bürümüştü.
Yarağım üstümdeki tek kıyafet olan baksırımın altında dikilmiş, sertleşmişti. Çıkarıp attım onu. Dizlerimin üzerindeydim, yarağım demir gibi sertleşmiş, hücuma kalkmıştı. Asiye’nin gözleri yarağıma takıldı hemen. Elini atmaktan çekinmedi. Sol eli yarağımın üzerinde gidip gelirken ben de amını okşamaya başladım. Amına değen elim onu ürpertir gibi oldu, kasıklarını sıktı. “Rahat ol, gevşe, sakin ol!” dedim fısıltıyla.
Asiye yarağımı okşamaya devam ederken bacaklarını ayırdı. Başparmağımla üzerine hafifçe bastırıp ovalıyordum amını. Amının ince, yaprak gibi dudakları vardı. Parmağımı içine sokmamaya gayret ediyordum. “Kaç yaşındasın!” diye sordum. “On altı!” dedi önce. Ardından “İki ay sonra on yedi olacam!” diye ekledi. Bu “On yedi!” sözünü üstüne basarak söylemişti. Bunun bana verdiği bir mesaj olduğunu anladım hemen.
Böyle tazecik bir güzelliğin tadına bakmanın keyfi ve gururuyla bacaklarının arasına uzandım, dizlerimin üzerinde domalmış haldeydim. Başım uyluklarının arasındaydı. Dilimi uzattım ve amının dudaklarını, çevresini dillemeye başladım. İnanılmaz bir zevkti ve yaşadığım heyecan tarifsizdi.
Sanki yeni banyo yapmış gibi temizlenmiş, yumuşamıştı amının etrafı ve kremlenmiş gibi de kaygandı. Dilimi birkaç santimden ibaret minik amının içine uzattım daha sonra. Karımın göt deliğinden daha dar olan amının içi alev alev yanıyordu ve ıslanmıştı. Asiye’nin amı uzun zamandır bu anı bekliyormuş gibiydi. Dudaklarından dökülen mırıltılar, iniltiler gittikçe yoğun bir hal alıyordu.
Ellerimi kalçalarına atıp bacaklarını kaldırdım, geriye attım. Yarma şeftali gibi ortaya çıktı amı. Alttan üste doğru dilimi üzerinde gezdirdim, külahtaki dondurmayı emer gibi emdim, vakumladım. Amının hemen aşağısındaki minik göt deliğine de birkaç dil darbesi attım. Sağ orta parmağımı deliğin üzerinde gezdirdim, ovaladım yavaş yavaş. Ardından hafifçe bastırdım. Oldukça sıkı, daracık bir deliğe sahipti Asiye’nin götü. Birkaç kez parmağımı daha derinlere sokmaya uğraştım ama delik daha ilerilere gitmeme engel oluyordu darlığıyla. Ayrıca Asiye’de canının acıdığını fısıltılı inlemelerinin arasında söyleyince bıraktım.
Yeniden amına yöneldim. İnce dudaklarını emdim, başparmaklarımla ayırdım amını ve açılan minik boşluğun içine soktum dilimi. Sıcaklığını, yağlanmış gibi kayganlığını ve etinin yumuşaklığını hissettim. Ara ara Asiye kalçalarını sıkıp bırakıyordu, etleri sertleşiyor, hırıltılı inlemelerinin arasında “Çok güzel!” sözünü tekrarlayıp duruyordu. Ama bu tazelik ve körpelik beni kontrol edilemez noktaya doğru sürüklüyordu.
Asiye’yi sikip sikmeme konusunda kararsızdım. Bir yanım kendime engel olup daha ileri gitmememi söylerken diğer yanım işi bu noktaya getirdikten sonra durmanın anlamsız ve saçma olacağını söylüyordu. İçimde iyiyle kötü bir savaş veriyordu.
Kız kendi isteğiyle yatağıma girmişti. Artık küçük de sayılmazdı, kendi kararlarını alabilecek haldeydi. Amına köklesem “Olmaz, yapma!” demeyeceğinden emindim. Üstelik dursam hakkımda yanlış şeyler düşünebilirdi.
Nitekim “Sikmemi istiyor musun yoksa bu kadar yeter mi!” diye sorduğumda “Sik! Nasıl olsa günün birinde birisi sikecek!” dedi. Artık engel kalmamıştı. Dikkat etmem gereken tek bir nokta vardı o da kondomsuz sikecektim Asiye’yi. İçine boşalmamam gerekliydi.
Karımdan sonra ilk kez bir bakireyi sikecektim. Bacaklarının arasında dizlerimin üzerinde doğruldum. Kalkık yarağıma avuç dolusu tükürüğümü sürüp sıvazladım. Asiye’nin gözleri üzerimdeydi. Hafiften korkuyor gibi görünüyordu. “Korkuyor musun!” diye sorduğumda “Biraz!” dedi heyecanla.
Yarağımı tutup amının üzerine yavaşça sürttüm. Dilimin ve dudaklarımın tadına baktığı pürüzsüz tenini şimdi de yarağım tadıyordu. Yavaşça içine bastırırken Asiye dudaklarını emdi, ısırdı. Yarağımın kafası amı açılırken içine girdi, birkaç saniye bekledim. Sonra yeniden bastırdım. Yarağım kayganlaşmış amına rahatça girip gözden kaybolurken Asiye dirseklerini yatağa dayayıp doğrulur gibi oldu, heyecandan tüm vücudu sarsılırken şişkin memeleri titredi.
Yarağım amına dibine kadar girdiğinde ben de derin bir nefes alıp verdim. Amı gerçekten çok dardı, yarağıma büyük bir baskı yapıyordu ama beni de aynı derecede zevke getiriyordu. Bir süre o şekilde kaldım. Hafifçe oynattım yarağımı içinde. Asiye’nin yüzünde ekşimeyle acı çekme arası bir ifade belirdi bu anlarda. Baktığımda yarağımın kökündeki kırmızılığı gördüm.
Yavaşça çıkardım yarağımı. Üzeri boydan boya koyu bir kırmızıya boyanmıştı. Kasıklarıma kadar gelen kan onun kasıklarını da kırmızıyla kaplamıştı. Asiye bunu görünce hissettiği korku ve heyecan arttı. Yüzündeki ifade daha derin bir hal almıştı. “Artık kadın oldun!” dedim fısıltıyla. Asiye “Evet!” dedi sakin olmaya çalışarak. Yarağımı yeniden amına soktum ve yavaşça kendimi Asiye’nin üzerine bıraktım.
Uzun sarı saçlarının arasına yüzümü gömdüm. Amının darlığını hissediyordum. İçinde gidip gelmeye başladığımda ellerini sırtıma attı, belimi ve çıplak götümün yanaklarını sıktı. Boynumu, omuzlarımı öpüyordu. Hızlanmadan ağır ağır sikiyordum Asiye’yi. Yarağıma bulaşan kanının sıcaklığını fark etmemem mümkün değildi. Kendimi kontrol etmeye çalışıyordum ama böyle bir güzellik karşısında çaresiz kalıyordum. Birkaç defa boşalmamak için amından çıktım. Yarağımı kafasından sıkıp bıraktım. Yarağıma bulaşan kan elime de bulaştı ama yapacak bir şeyim yoktu.
Amı bir lastik gibi gevşeyip daralıyordu gidip gelmelerim sonrası. Dudaklarını emmeye başladığımda Asiye karşılık verdi. Şimdi o benim dudaklarımı emiyor, ısırıyordu vahşice. Ellerimi memelerine atıp sıkarken altta daha hızlı çalışmaya başladım. Tek kişilikle iki kişilik arası bir yataktı bu ve sikişimizin etkisiyle yaylanıyordu. Yatak başlığı yoktu, yatak duvara dayalıydı. Eğer yatak başlığı olsa duvara vurma sesleri Hanımağa’nın uyanmasına sebep olabilirdi.
Amına yarağımı köküne kadar sokup çıkarıyordum, her pompalamamda taşaklarım kasıklarına çarpıyor, sesler çıkarıyordu. Amının kanaması bitmiş gibiydi. Asiye rahatlamıştı. Bir ara alt dudağımı öyle bir ısırdı ki kendimi geri çektim. Elimi attığımda parmağıma gelen kanı gördüm. “Yavaş kız, ne yaptın öyle!” dedim gülerek. Asiye ise “Çok azdırdın beni!” diye karşılık verdi sözlerime.
Onun bu azgınlığı beni de fazlasıyla azdırdı. Dizlerinin arkasından tutup kaldırdım bacaklarını, havaya dikip geriye attım, kalçalarına bastırdım. Amına var gücümle vurmaya başladım. 50 kilo ya var ya yoktu. Ağır gövdemin altında güçlü yarak darbelerimle başa çıkabilecek durumda değildi. Üstelik az olmayan bir miktar kan kaybetmişti bu gece. Gerdek gecesi karımdan daha az kan gelmişti. Daracık amını delmeye çalışan bir kaya delme makinesi gibiydi yarağım. İçinde gidip geldikçe amının hassas narin duvarlarını zorluyor, yontuyordu adeta.
Saniyeler birbirini izlerken yatağın yaylanmaları artmış üzerinde hoplamaya başlamıştık. Yatağın ortası çukurlaşmıştı. Asiye’nin beli yatağa yapışmıştı, dudaklarını emiyordu, “Ihhh, ahhhh, ımmm, uhhhh!” sesleri dudaklarından yayılıyordu. Artık boşalmanın arifesine gelmiştim. Son bir gayretle amına pompaladım, yarağımı dibine kadar soktum içine. Asiye’den derin bir hırıltı çıktı. Biraz canı yanmıştı sanki. Hızla çıktım amından. Yarağımın kafasını kavradım. O anda döllerim amının üzerine, göbeğinin etrafına akmaya başladı.
Döllerim bedenini ıslatıp yıkarken Asiye kocaman açılmış mavi gözlerini kırpmadan bana bakıyordu. Derin nefes alışverişlerim arasında ne kadar dölüm varsa akıttım göbeğinin üstüne. Yarağımı sıvazlayarak son döl damlasına kadar akıttım. Terden sırılsıklam olmuştum ki Asiye de öyleydi. Kalktım ve pencereyi açtım. Serin bir rüzgâr içeri girdi.
Asiye amının etrafına ve karnına akıttığım sıcak döllerimi altındaki beyaz çarşafı çekerek sildi. Adana pamuğundan kar beyazı çarşafa amının kanı da bulaşmıştı. Kasıklarındaki ve yarağımdaki kanı da çarşafla sildi. Çarşafı yere atarken yatağa uzandım. Asiye hemen başını göğsümün üzerine koydu.
“Artık senin karın oldum!” dedi çıplak göğsümü öperek. Asiye genç kızlık hülyalarına dalmıştı şimdiden. O anda yaptığımın büyük bir hata olduğunu anladım ama iş işten geçmişti. Bir anlık zevk uğruna nefsime yenilmiştim. Zevk almıştım ama başıma iş de almıştım.
Ancak bunları düşünerek keyfimi piç etmek istemedim. “Öyle oldun!” dedim terlemiş alnından öpüp. Amının kanaması bitmişti, Asiye’de de korkudan eser kalmamıştı aksine çok mutluydu. Dipleri terlemiş uzun sarı saçlarını okşadım, kendime çekip başını göğsüme koydum.
Bakireliğini aldığım kızı daha yakından tanımak için sorular soracaktım ki Asiye benden hızlı çıktı ve sorularını sıraladı. En çok da karımla ilgili sorular sordu. Her sorusuna samimi cevaplar verdim. Ardından ben sordum sorularımı. Asiye de tıpkı benim gibi samimi ve dolaysız cevaplar verdi. Yedi gün yirmi dört saat villanın duvarları arasında izole bir hayat sürüyordu ve uzun zamandır içini boşaltmak istiyormuşçasına anlattı:
“Kendimi bildim bileli Hanımağa’yı tanırım… Babam onun en yakın adamıydı… Babamdan önce de büyük amcam Apo Ağa’nın adamıymış ama öldürmüşler onu, ben daha doğmamıştım… Apo Ağa’ya pusu kurmuş bir gece düşmanları, amcam sayesinde kurtulmuş ama amcam ölmüş… Amcamdan sonra babam yanlarında çalışmaya başlamış…!”
“Babam içeri girince Hanımağa annemle beni yanına aldırttı, burada kalmaya başladık… Babama içerde krallar gibi bakıyor sağ olsun… Çok gönlü zengin bir insandır… Bir sürü insana yardım eder, para verir, besler… Beni de kızı gibi görüyor ama annemle arası iyi değil… Babam annemin yüzünden cinayet işleyip içeri girdiği için annemi affetmiyor… O iş başka türlü aslında… Sana güvendiğim için anlatıyorum bunu…!”
“Belki fark etmişsindir, annemin aklı biraz kıttır, eblehtir… Babam da onun bu özelliğini kullandı... Babam bazı geceler gelmezdi eve; kulüpte, kumarhanede kalır, çalışırdı… Onun olmadığı akşamlarda farklı farklı adamlar gelirdi… Yaşım küçük olduğu için anlamazdım bu adamların niye bize geldiklerini… Annem sofra kurardı onlara, rakılarını içer, bazen beni dansöz gibi oynatırlardı karşılarında… Sonra annem beni gönderirdi odama yatmam için, kendi de adamlarla sikişirdi… İnlemelerini, seslerini duyardım… Bazen iki üç adam birden olurdu, sırayla yada birlikte sikerlerdi annemi… Resmen tecavüz ederlerdi… Babamın annemi pazarladığını sonradan yaşım büyüyünce anladım…!”
“Sonra bir gece bağırtılarla gürültülerle uyandım… Yatak odasında babam silahını çekmiş o gece gelen herife doğrultmuştu… Adam “Ben ettim sen etme, yapma, dur!” derken babam göğsünden birkaç defa vurdu… Meğer o adam annemle sevgili olmuş... Annemi kaçıracağını söylemiş sağda solda... Babam da duymuş bunu... O gece de gelip öldürdü adamı... Annemi de öldürecekti ama ben koşup sarıldım babama, “Yapma baba!” diye yalvardım... Babam annemi vurmaktan caydı ama eşek sudan gelinceye kadar dövdü...!”
“Babamın annenim sevgilisini öldürdüğü doğru ama işin aslı bu şekilde... Neyse, annem mahkemede adamın eve zorla girip kendisine tecavüz ettiğini söyledi... O zaman hakim daha az ceza verdi babama… Ama annem burada da rahat durmuyor, orospuluk yapa yapa içine işlemiş… Celil var Hanımağa’nın adamı, sen de bilirsin, şimdi de onunla kırıştırıyor… Hanımağa bunu bir öğrenirse ikisini de yaşatmaz vallahi… Bazen kalkıp Hanımağa’ya söylesem mi diyorum ama sonra vazgeçiyorum… Babam içerde, annem de ölürse kimsesiz bir başıma kalırım… Gerçi Hanımağa beni sahipsiz bırakmaz ama insanın iyi kötü annesinin yanında olması iyidir…!”
“Hikayen acıklıymış!” dediğimde “Öyle, bu dünyanın içine girince pembe bir hayata sahip olmuyorsun. Babam katil, annem orospu, benim de ne olacağım belli değil!” diyerek yanıt verdi. Alnından öpüp “Öyle söyleme, Hanımağa’nın kanatlarının altındasın!” dedim. “Öyleyim ama sonuçta bu hayatın içindeyim. Yarın bir gün adamlarından biriyle evlendirir beni. Yüzde bir milyon öyle olacaktır. Kalkıp beni doktorlar, mühendisler istemeyecek sonuçta. Her şeyin farkındayım…!” dedi.
Bu genç yaşında neler neler yaşamıştı. Ancak yaşadıkları onu zamanından önce büyütmüş, olgunlaştırmıştı. Gözleri önünde işlenen cinayeti soğukkanlılıkla anlatmasından belliydi. Annesi ve Celil arasında olanları bildiğimi söylemek istemedim...
Saat nerdeyse 03:00 olmuştu ve sikiş sonrası yorgun bedenim uykuya yenik düştü düşecekti. Ama Asiye gece kuşuydu ve uyumaya niyeti yok gibiydi, gitmek de istemiyordu. Çıplak göğsümü öperken terlemiş kıllarını okşuyordu.
“Gene yapalım mı!” diye kikirdedi. “Çok hızlı çıktın bakıyorum!” dedim gülerek. “Bir şey anlamadım ki!” deyince “Nasıl anlamadın!” dedim. “Yani anladım da çok heyecanlıydım demek istedim. Şimdi kendimi daha rahat hissediyorum!” dedi. “Seni yaramaz seni, demek bir şey anlamadın ha!” dedim ve yine altıma aldım Asiye’yi, dudaklarına yumuldum.
Beyaz tenli, uzun sarı saçlı, mavi gözlü tıpkı Rus kadınlarına benzeyen bir kızdı Asiye ve fiziğinin de onlardan geri kalır yanı yoktu. Televizyon dizilerinde onun yarı güzelliğine sahip olmayan tipler milyonları götürürken o Hanımağa’nın evinde temizlik yapıp annesine yardım ediyordu.
Öpmelerime karşılık veriyordu şimdi, benden daha ateşli, daha istekliydi. Dilimi ağzının içine sokup diline değdirmemden çok hoşlandı. Ben onun dilini emdikten sonra dilini ağzımın içine sokup dilimi vakumladı. Omuzlarımdan bastırıp beni sırtüstü uzandırdı daha sonra. Üste çıkmanın verdiği coşkunlukla boynumun etlerini, yanaklarımı, çenemi, kulaklarımı emdi uzun uzun. Dudaklarımı küçük küçük ısırdı. Memelerimi öpüp uçlarını emdi. Uzun parmaklı narin beyaz eli kasıklarımda gezinirken yarağımı kavradı ve okşamaya başladı. Ben de dik ve dolgun memelerini emiyor, sıkıp vakumluyordum. Ardından sağ elimi alta atıp amını okşadım bir süre.
Asiye’nin okşamaları sonucu yarağım yeniden dikilmişti. “Geç şöyle!” diyerek onu kenara çektim, doğrulup oturur hale geldim, sırtımı yatağın dayandığı duvara yasladım. Asiye’den kucağıma oturmasını istedim, bu şekilde sikecektim onu. Karımla evliliğimizin ilk zamanlarında sıkça yaptığımız bir pozisyondu bu ama zamanla karım kilo aldıkça daha az yapar olmuştuk. En son ne zaman yaptığımızı da unutmuştum.
Ancak Asiye uzun boylu, narin ve çevik bir kızdı. Yatağın üzerinde dikildi, ardından işer gibi çömelerek yarağımı altına aldı. Yarağımı tutup amına hizaladım, yavaşça götünü indirirken yarağım amının boşluğuna girdi. Asiye ıkındı bu anda. Yarağımın yeniden içine girmesinden çok memnundu. Sonunda yarağım dibine kadar amına girdiğinde aldığı keyifle derin bir iniltiyi koyuverdi dudaklarının arasından.
Kollarını boynuma dolamasını istedim. Ellerimi kalçalarına attım ve götünü kaldırıp indirmeye başladım. Yarağım Asiye’nin amına boydan boya girip çıkıyordu bu şekilde. İlk sikişin ardından şimdi amı biraz daha açılmıştı, önceki gibi dar gelmiyordu. Uçları havaya bakan dik ve dolgun memeleri sallanıyordu. Uzun sarı saçları da havada sallanıp duruyor, dalgalanıyordu durmadan. “Şlop, şlop, şlop!” sesleri Asiye’nin götü kasıklarıma çarptıkça çıkıyordu.
Onu kaldırıp indirmeyi bıraktım bir süre sonra. Yarağım amında iken “Götünü çalkala!” dedim. Asiye önce ne demek istediğimi anlamamış gibi baktı yüzüme ama sonra adeta bir dansöz gibi kalçalarını ve götünü oynatmaya, çalkalamaya başladı. Yarağım bu anlarda amının içinde bir o yana bir bu yana dönüyor, oynuyor ve Asiye’yi zevke getiriyordu.
Ellerimi narin beline attım. Her iki eli omuzlarımdaydı. Bir kısrak gibiydi Asiye. Memeleri şahlanıyor, dalgalanan sarı saçları gecenin içinde parlıyordu. Bembeyaz bedeni ise deniz feneri misali aydınlatıyordu odayı. Yarağımın amındaki gitgelleri neticesi ağzı açık halde inliyor, mavi gözleri donuklaşmış halde arkamdaki duvarda sabit bir noktaya bakıyordu. Asiye zevk alıyordu ve adım adım boşalmaya doğru ilerliyordu. İlk sikişimizde olmayan şey şimdi adım adım gerçekleşiyordu.
“Ahhh, ahhh, ahhh!” sesleri minik ağız boşluğundan yayılıyordu odaya. Hareketleri, yaylanmaları hızlandıkça hızlanıyordu. Kontrolden çıkan bir makinenin çarklarının hızla dönmesi gibi Asiye’de kontrolden çıkmıştı...
Sonunda derin bir vecd içinde adeta ruhu bedeninden ayrılmışçasına kollarımın arasına yığıldı. Kendini kaybetmiş, bayılmış gibiydi. Hırıltılı şekilde nefes alıp veriyordu. Boşalmıştı Asiye ve hayatında bunu ilk defa yaşıyor olmanın heyecanıyla kendini bırakmıştı, vücudundan tüm enerji çekilmiş gibiydi.
Yavaş yavaş kendine geldi. Yaşadığı ve daha önce hiç tatmadığı bu yoğun duygu boşalımı onu başka bir kişi haline getirmişti sanki. “Ne oldu bana!” dedi gülümseyerek. “Boşaldın, zevk aldın, cinselliği keşfettin, onun güzelliklerine vardın!” dedim saçlarını geriye atıp. “Acayip bir şeydi!” dedi. Derin derin nefes alıp veriyordu. Göğsü bir inip bir kalkıyor, memeleri göğsüme baskı yapıyordu.
“Böyle bir şeyi daha önce tatmadım!” dedi daha sonra. Dudaklarımı ve yanaklarımı öptü. “Teşekkür ederim!” dedi gülümseyerek. Dudaklarımız kenetlendi ve hasretle öpüştük. Asiye şimdi kırk yıllık orospu gibi öpüyordu beni. Ellerimi belinde ardından götünde gezdirdim. Yarağım halen amındaydı. Götünün biçimli ve yuvarlak yanaklarını sıktım, okşadım. Asiye boşalmıştı ama ben ilk boşalmanın etkisiyle ikinciyi yaşayamamıştım.
Üzerimden kalkmasını istedim. Yataktan indi, ben de kalkıp indim yataktan. Ayakta bir süre birbirimize sarılı halde öpüşüp koklaştık. Bu kez onu yatağın üzerinde domalttım. Dirseklerini yatağa dayayıp belini iyice eğmesini istedim. Arkasında yerimi aldım. Amı içinde yıllardır biriken kanı akıtmış, temizlenmişti. Açılmamış bir gül goncası misali önümde belirmişti.
Başparmaklarımla ayırdım götünü ve amını ortaya çıkardım. Elime tükürüp yarağıma sürdüm. Yavaşça bastırdım amına. Asiye biraz önce yoğun bir boşalma yaşamıştı ama yarağım yeniden amına girerken derin bir inilti çıkardı. Bastırmalarım sonucu dibine kadar girdi yarağım. Önce yavaş ardından hızlı hızlı sikmeye başladım Asiye’yi.
Beline inen uzun sarı saçlarını doladım ellerime ve kendime çektim. Başı yukarı kalkarken pompalıyordum amına. Götünün beyaz ve tazecik, sıkı etlerinin oynayışları beni daha da azdırıyordu. Güçlü yarak darbelerim onu inletiyor ve zevke getiriyordu. Sağ başparmağımla göt deliğinin üzerine bastırdım, hafifçe ovaladım. Ardından ilk boğumuna kadar içine soktum parmağımı. Amına yarağım girerken parmağım da götüne giriyordu. Asiye bundan büyük zevk alıyordu. Götünün sıkı etleri sertleşip yumuşuyor, göt deliği parmağıma çok yoğun bir baskı yapıyordu.
Bir süre sonra parmağımı çıkardım götünden, amından da çıktım. Arkasında dikildim, ayaklarımı iki yanından sağlamca bastırdım yatağa. Asiye ne yaptığımı anlamaya çalışmak için başını geriye atarken çömeldim, götümü indirdim aşağı ve yarağımı tutup amının üzerine sürttüm uzun uzun. O an Asiye “Uhhh!” sesleri eşliğinde mırıldandı. Parmağımın içinde gidip gelmeleri sonucu ayrık duran göt deliğine bastırdım yarağımı. Göt deliğinin hafifçe açılıp yarağımın içine girdiğini keyifle izledim. Ama Asiye ne yaptığımı anlamıştı. “Ordan yapma, ne olur!” deyince “Tamam!” diyerek geri çektim yarağımı, amına bastırdım.
Yarağım dibine kadar girdi, bir süre bekledikten sonra belimi ve götümü indirip kaldırmaya başladım. Yarağım amına piston gibi girip çıkıyor, amının duvarlarına sürtüyordu. Ellerimi sırtına attım, bu şekilde dengemi sağlıyordum. Asiye’nin amı artık çoktan açılmış, başlangıçta incecik bir patika iken şimdi dört şeritli otoyola dönmüştü. Yarağım köküne kadar giriyordu içine, sertleşip şişen taşaklarım götünün sert etlerine çarpıyor “Şlop şlop şlop!” sesleri gecenin sessizliğini bölüyordu.
Boşalmam bu pozisyonda uzun sürmedi. Son anda yarağımı çıkardım amından ve bel çukuruna, götünün yanaklarına kalan birkaç döl damlasını boşalttım. Derin bir rahatlama yaşadım. Keyifle doğruldum ve yatağa uzandım. Asiye belini ve götünü ıslatan döllerimi çarşafla sildi. Artık gitme vakti gelmişti. Eğilip dudaklarımı öptü. Giyindi ve kirlenen çarşafı alıp “İyi geceler!” dedikten sonra odadan çıktı.
O gidince halen komodinin üzerinde duran ve soğumuş sütü içtim. Ellerimi başımın altına koyup tavanı izleyerek Asiye’yi düşündüm. Kız kendini hiçbir karşılık beklemeden bana sunmuştu. Hanımağa’nın damadı olmam belki onun için prestijli bir durumdu. Kendini bunun için mi siktirmişti yoksa benden hoşlandığı için mi? Kafamda bu sorunun cevabını aradım bir süre...
Her ne olursa olsun harika, dupduru ve taptaze bir güzelliği vardı Asiye’nin ve onun tadına ilk bakma şerefine ben erişmiştim...
Sütün ve yorgunluğun etkisiyle uykuya dalmam uzun sürmedi…
2 years ago